Hilal Özdemir

Hilal Özdemir
@CokFuzuli
Sıkı Okur
"Kim bu Heth'in oğulları?" diye sordu.. Habib. "Kutsal Kitap'ta genellikle Hititlere verilen ad bu. Ama bu­rada önemli olan Heth sözcüğünün anlamı değil, sayısal değe­ri; İbranicede tam 408 sayısını veriyor bu değer." Sayısal değer! Her duyduğumda, nasıl da sinirlendiriyor beni bu kavram! Sözcüklerin anlamlarını anlamak yerine çağ­daşlarım, harflerin değerlerini hesaplıyorlar; işlerine geldiği gi­bi topluyor, çıkarıyor, bölüyor, çarpıyor ve her zaman onları şa­şırtacak, onlara güven verecek ya da yüreklerini korkuyla dol­duracak sayıya ulaşıyorlar sonunda. Ve böylece insanların dü­şüncesi iplik iplik dağılıyor, akılları cılızlaşıyor ve kör inançlar içinde eriyip gidiyor!
Sayfa 83 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Reklam
Üç dört hafta önce Maraşlı yaşlı sahafın avuçlarıma bırak­tığı, Ebulâlâ'nın o kitabından rastgele dizelere çarpıyorum ara sıra. Bugün şunları keşfettim: Bir imam kalksın istiyor kimileri Ve söz alsın suskun kalabalığın önünde Boş hayal! İmam yoktur akıldan başka Yalnız o, gece gündüz yol gösterir bize. Onları Meymun'a okudum hemen ve sessiz, sırdaş gülüm­semeler belirdi yüzümüzde. Kuşkunun yollarında bir Hristiyana ve bir Yahudiye kıla­vuzluk etmek, kör bir Müslüman şaire mi kalmış diyeceksiniz? Evet ama Anadolu göğünden daha çok ışık var onun feri sön­müş gözlerinde.
Sayfa 82 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Onun acı çekmesini önlemek için daha mı çok yaklaşmam gerek, yoksa uzaklaşmalı mıyım, bunu bilmiyorum işte...
Sayfa 78 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat

Reader Follow Recommendations

See All
"Durmadan dünyanın sonundan söz ediyorlar bana" dedi, "ve korkutacaklarını sanıyorlar. Benim için dünya, sevdiğim adam bana ihanet ettiği gün sona erdi.”
Sayfa 77 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
"Tüm dinlerin en güzel sözünü arıyorsan, bir insan ağzın­dan çıkmış en güzel sözü, aradığın bu değil. Başka bir söz ama onu da İsa söylemiş. Kutsal Kitap'tan da almamış, yalnızca yü­reğini dinlemiş." Hangisiydi bu söz? Bekliyordum. Meymun, alıntısına tum­turaklı bir hava vermek için bir an bineğini durdurdu: "Ona ilk taşı, hiç günah işlememiş olan kişi atsın!"
Sayfa 75 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Reklam
Dünyanın batmak üzere olduğu hissedildi­ğinde bir şeylerin ayarı bozulur, insanlar ya en koyu sofuluğa ya da en yoğun sefahate dalar giderler.
Sayfa 73 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Tehlikeli bir oyun bu biliyorum. Her an ateş bacayı sarabi­lir. Ama o gece, nasıl da uzaktı dünyanın sonu!
Sayfa 72 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Meymun bugün bana, gidip Amsterdam'da, Birleşik Eya­letler'de yaşamayı düşlediğini söyledi. Önce bir kuyumcu gibi konuştuğunu ve bu uzak diyarda yontacak daha güzel taşlar, daha zengin müşteriler bulmayı umduğunu sandım. Ama bir bilge gibi konuşuyordu, özgür bi­ri ve yaralı biri gibi. "İnsanın yaşamı, malı mülkü ve saygınlığı için endişe et­meden 'Ben Yahudiyim.' diyebileceği tek kent olduğunu söyle­diler bana -tıpkı başkalarının kendi ülkelerinde rahatça 'Ben Hristiyanım.', 'Ben Müslümanım.' diyebildiği gibi."
Sayfa 68 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Bir kanıt tartışıla­bilir, bir kör inanç tartışılmaz.
Sayfa 65 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Ancak beş dakikadır birbirimizle konuşuyorduk ve daha şimdiden kardeş gibiydik. Hiçbir dinin doğuramayacağı, hiçbirinin de yok edemeyeceği o düşünce ortaklığı vardı fısıldaşma­larımızda.
Sayfa 65 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Reklam
Bunları yazmak beni sinirlendiriyor mu, yoksa sakinleştiri­yor mu diye soruyorum kendi kendime. Belki de yazı, daha iyi söndürmek için alevlendiriyor tutkuları; tıpkı oklara daha iyi hedef olsun diye avı sığınağından çıkaran kışkışçılar gibi.
Sayfa 60 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Ne gereği vardı dünyayı dolaş­manın, içimde zaten var olanı görmek içinse bu?
Sayfa 53 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
İnsanın uyandığında arzunun kerpetenlerini hissetmesi, pişmanlığınkileri hissetmesinden daha iyi.
Sayfa 52 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Nasıl bu kadar saf olabildim? Her şey gözümün önünde oldu ve ben görmedim!
Sayfa 44 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
Ya ben, bu az daha benim olacak kadın için ağlar mıydım? Hoşuma giderdi, isterdim onu, gülücüklerini kollardım bir za­manlar, belini kıra kıra yürümesini, saçının perçemlerini, bile­ziklerinin çınlamasını gözlerdim; şefkatle sevebilirdim onu, her gece göğsüme bastırabilirdim. Bağlanabilirdim ona, sesine, adımlarına, ellerine. Yanımda olurdu bu sabah, yola çıkma sa­atinde. O da ağlardı, tıpkı kız kardeşim Piasenza gibi, beni yol­dan vazgeçirmeye çalışırdı. Bineğimin sarsıntılarıyla hafifçe esrik, gittikçe daha uzak sulara açılıyordu düşüncelerim. Bu kadının, yıllardır seyretme­diğim silueti gözümün önüne geliyordu şimdi. Yalnızca berbe­rin kızı olduğu o kutlu zamanın şakacı göz kırpmalarına ka­vuşmuştu yeniden. Onu sevmeye yetecek kadar arzulamamış olduğum için kızıyordum kendime. Felaketiyle evlenmesine izin verdiğim için de...
Sayfa 38 - YKY, 56. Baskı, Çev. Samih Rifat
4,455 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.