Komşu Adası
...
ben de hiç büyümem, deniz de olmam, ilk aşkımı unutacağıma,
şiirr de yazmam, komşu çocuk olurum, n'olur yeter ki
içimde bir salıncak gibi hâlâ gidip gelsin o hatıra!
Terazi Gölü
...
Deniz seni bilmedi sen de denizden geçmeyi
ne sevmenin ustası oldun ne de huysuzu durgun göllerin..
Bak dur şimdi içine ne deniz var ne de altın göldesin
artık kıyısındasın belki de kuyusundasın kendinin!
İşte Gidiyorum
...
zil çalar bir türküde çırılçıplak bahçeye çıkardık
bir ilkokul gibi dağılan ikindiler de bizimle...
Kalp kalbe iki adam, babam Kel Hasan'la Mahzuni amcam
kalpleri dünyadan büyük bir nefeste iki yakın
akrabam: "Geldi geçti ömrüm sanki bir akşam",
‘babam oğlu' diyerek sarılınca birbirlerine, kavuşurduk
kardeşliğin neş'esinden neşet eden bir güneş cemine
şimdi ne dostların arasındayız ne sofrasında güneşin
bizden önce birbirine sarılan kelimelerimiz de gitmiş
meğer "Dosta yandım cehenneme yanamam" dediğinceymiş
ince defter çocukluğun içi sizden beri boş
‘babam oğlu', yokluğuna gözüm dolu gönlüm boş!
Reader Follow Recommendations
İşte Gidiyorum
...
hem kadınlar girince bir şarkının içine inanmayıp da
n'apacaktık, Leyla gecesine, Suna gölüne dönüyordu işte,
acıya gözümüz yokken daha çeşm-i siyahlara ağlardık...
Sevinçççççççççççli Küpe
...
pirinçççççççççççten buğdaydan incirden zeytinden doğru
bir kutsallık yayılıyorsa şiire, eve, söze, mevsime
neden kirazdan doğru da bir hikmetle dolmasın gece?..
Nar'a almıştım seni küpeli o Nar ki bin kerre
sevincim sevincim sevincimdir düşümde düşüncemde içimde
seni de öyle sevinçççççççli bir ççççççççççift söz olarak
takmıştım dilime, gelseydin sevinçççççççççli küpeler yapıp senden
takacaktım Nar'ın küççççççücük kulaklarına bir ççççççççift
sevinçççççççç diye!
Gözün Suçu
...
gözlerin en güzel soru işaretidir: Uzaklığı olmayan
yakınlığı ne bilir? 'Yaşamış mı' derkenki hayretimiz
fazla gelir yokluğuyla tanıdığımız az insana da,
tanıdın sayılır mı o dünyaya kendisi gibi gelip
dünyadan bir başkası olarak geçeni bir gece yarasında
hayatın bize gitgide dokunması bunca sözün arasında
onların dünyayı yalnızca sesleriyle geçmesindendir
susuyorum: Gözlerinin suçu yok mu bu kadar masumlukta?
...
Gözün Suçu
...
bir gün içimize dökülür gözlerimizde tuttuğumuz ne varsa
için bir dağ gibi acıyıncaya dek gözlerini uzaklara tut
başkasında unuttuğun gözlerinin yasını gözyaşlarınla tutma!
...
Senin, çocukluğundan başka yabancın yok mu?
Yeşil Ördek
...
iyisi mi yeşil erik yeme artık, karnın ağrıyınca bana küsme
boğazını üşütürsen başkası yeşil fular alsın sana
ama unutma kimse benim kadar derinden söyleyemez
şu "yeşil ördek gibi daldım göllere" türküsünü
ben hiç söylemedim mi sana, demek ki görememişim
bir damla gözyaşı olsun acının yağmurunu kirpiklerinde
küs öyleyse, küs, bi da'a da bizim sokaktan geçme!
...
gövdeni başkası geziyor, acısı benim ruhumu eziyor
kimin gömleği açıksa sana şiirini de o yazsın.
...
Tam o yeşil elbiseyi beğenmiştim ki sana
gözlerin geldi aklıma, baktım, bu şiire gidecek
kadar yeşil değildi gözlerin..
Yeşil Ördek
... hem boşunaymış sözleri yalan olanın
gözlerinde gözyaşının gölgesini aramak...
Oğlum Güneş!
...
sen kumraldın ama güneşli bir yanın vardı doğuştan,
bizi bir daha ay karanlığında buluşturmadığı için
ve o sabahlara bir daha dönmeyince birlikte
bir daha dünyayı birbirimizin gözlerinde görmeyince
güneş de kaldı sokakta, umarım bağışlamıştır bizi
...
Oğlum Güneş!
Kim kimin gözleridir artık ve bilmiyorum
hangimizin içine bakıyoruz birlikte
yıllardır uzaktan baktığımız için mi birbirimize
yıllardır bilmediğimiz için mi bir sabah
nasıl olur birlikte, ev nasıl uyanır bizden
ve güneş haylaz bir oğlan çocuğu gibi kaç kat
kilit vursak da üstüne bizden önce nasıl çıkar
...