Aslında biri seni sevdiği zaman, şaşırıyorsun. "Ne, ben mi? Biri beni mi seviyor?" Zihninden şu fikir yükseliyor: "Beni tanımadığı için, o yüzden. Eğer beni tanırsa, eğer beni olduğum gibi görürse, beni asla sevmez." O yüzden sevgililer kendilerini birbirlerinden saklamaya başlıyor. Çok şey gizli tutuluyor, sırlar açılmıyor çünkü kalplerini açtıkları anda sevginin kaybolmaya mahkum olduğundan korkuyorlar. Kendilerini sevemediklerine göre, başkasının kendilerini sevebileceğini nasıl kabul etsinler?
Sevgi kendini sevmekle başlar. Bencil olma ama kendinle dolu ol; bu ikisi farklıdır. Narsist olma, kendine saplanıp kalma. Ama doğal bir şekilde kendini sevmen şart, bu temel bir olgu. Ancak o zaman başkasını sevmen mümkün olur. Kabul et kendini, kendini sev, sen Tanrı'nın eserisin. Tanrı'nın imzası var üstünde, özelsin, teksin. Hiç kimse hiçbir zaman senin gibi olmadı ve hiç kimse hiçbir zaman senin gibi olmayacak; tek kelimeyle eşsizsin, benzersizsin.
Bunu kabul et, bunu sev ve işte bu kutlamanın içinde başkalarının eşsizliğini de görmeye başlayacaksın, başkalarının benzersiz güzelliğini.
Sevgi ancak kendini, diğerini, dünyayı derin bir şekilde kabul ettiğin zaman mümkündür. Kabullenmek sevginin içinde büyüdüğü alanı, sevginin içinde açtığı toprağı yaratır.