Umay

Umay
@Cornus
Kimse yok, senden içeri bende tarihten beri
Doğu Yakası'nın bütün atmosferine işlemiş hastalık yayan mikropları bir kenar bırakıp sadece dumanı düşünün. Kew Bahçeleri'nden sorumlu Bay William Thiselton-Dyer'in bitki örtüsü üzerinde oluşan duman birikmesiyle ilgili he saplamalarına göre her hafta Londra ve çevresinde yarım kilometre kare başına, kurum ve katranlı hidrokarbonlardan oluşan en az altı ton katı madde birikiyor. Bu, haftada yirmi dört, yılda ise 1248 ton eder. Geçenlerde St. Paul Katedrali'nin kubbesinin altındaki pervazdan epey miktarda kristalize olmuş kalsiyum sülfat birikintisi temizlenmişti. Bu birikme, atmosferdeki sülfürik asidin taştaki kalsiyum kar bonatla etkileşime girmesiyle oluşmuştu. Londra'daki bütün işçiler, hayatları boyunca her gün her gece bu sülfürik asidi soluyorlardı.
Reklam
Dört yüz elli bin, bir sürü insan demektir, koca bir kalabalık. ... Ben onları dinlemeye dayanamazken ve hepsinin bir ağızdan konuşmasını istemezken Tanrı nasıl duyabilir ki?
Bir kadının öldüğü bu küçük olayla ilgili en şaşırtıcı şey, yetkililerin olaya bakış ve hükme varış şeklindeki kendini beğenmiş gönül rahatlığıdır. Yetmiş yedi yaşındaki yaşlı bir kadının KENDİNİ İHMAL ettiği için öldüğünü söylemek, meseleye çok iyimser bir şekilde bakmaktır. Kadının ölmesi kendi hatasından kaynaklıdır ve mesuliyeti üzerinden atan toplum gönül rahatlığıyla kendi işine bakmaya devam eder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kısacası Londra Uçurumu koca bir savaş alanı gibiydi. Yıllar, on yıllar geçtikçe İngiltere kırsalından gelen insan yığını burayı doldurur ancak bu insanlar kendini yenilemekle kalmazlar, üçüncü kuşağa gelene kadar yok olurlardı. Yetkili makamlara göre ebeveynleri ve büyük ebeveynleri Londra'da doğmuş bir tane bile işçi bulamazdınız. Bay A. C. Pigou fakirlerden ve "artiklardan oluşan onda birlik"* kısmın Londra nüfusunun yüzde yetmiş birini oluş turduğunu söyledi. Bu da demektir ki geçen yıl, dün, bugün ve tam da şu anda, bu canlıların 450.000'i "Londra" denen sosyal çukurun dibinde sefilce ölüyordu.
*(Ing.) Submerged tenth: Nüfusun yoksulluk içinde yaşayan kesimini ifade etmek için ilk defa In Darkest England, and the Way Out (1890) kitabında William Booth tarafından kullanılan terim.Kitabı okuyor
Başlığa ne yazsam linç yemem?
"Orada yaşamayı gerçekten istemezsin," diyordu herkes, "söylendiğine göre insan hayatının üç kuruşluk değeri yokmuş."
Reklam
268 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.