D.EFEOĞLU

88 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 hours
Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Kitabı beğendim fakat az ve öz katkısı oldu bana, tavsiye ederim,okurken bir zaman kaybı yaşadığımı hissetmedim veya bitirdikten sonra neden okuduğum konusunda bir pişmanlık duymadım.İnce ve mini bir cep kitabı veya çanta kitabı diyebilirim…Aklın ve iradenin gücü,mutluluğun anahtarı,erdemli bir ruhun kazanımları,özgürlük,bilgelik,sade bir yaşamın bize katkıları,an’ı yaşamanın verdiği haz ve huzurlu yaşam üzerine öğretilerin bulunduğu stoacılık içeren felsefi bir kitap…Kitabı okurken bana Ryan Holıday ve Stephen Hanselman’ın Stoacının Günlüğü adlı kitabı hatırlattı konusal benzerlikler açısından. Kişisel gelişim kitaplarıyla aynı safta tutulmasın.İyi ki okudum siz de okumalısınız.
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür DeğildirAslı Perker · Destek Yayınları · 20225.2k okunma
Reklam
68 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 hours
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Novella şeklindeki bu eserde bir kadının yaşamı boyunca, tek bir adama duyduğu platonik aşkın psikolojisini, kadının iç dünyasından hareketle çözümleyerek, mutlak aşkı sorgulatıyor bizlere. Eserde çocuksuluktan kadınsılığa dönüşüm, platonik aşktan obsesyona dönüşüm, çaresizlikten direnişe dönüşümün izlerini görüyoruz açıkçası. Koşullara göre değişiklik göstermeyen, bir şartı olmayan, karşılık beklemeyen aşk yani mutlak aşkı iliklerimize kadar hissediyoruz okurken, öylesine içli ve yürekten duygulara tanık oluyoruz ki etkilenmemek elde değil... Kadın figürünü tüm duygu ve düşünceleriyle yaşayan ve yaşatan yazarın kalemi inanılmaz etkileyici...okurken ağlamaklı olduğumu itiraf ediyorum. Okumaya değer...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226k okunma
214 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Sevgili Milena! 1919'da Prag'da bir cafede öykülerini Çekçe'ye çevirmek isteyen Kafka ile yollarınızın kesiştiğini biliyoruz. 23 yaşında ve evli bir kadın olarak açık kapı bırakmanız ve Kafka ile mektuplaşmanız etik miydi? Sizi yargılamıyorum ve hesap sormuyorum size; ancak Balzac'ın Vadideki Zambak'ındaki Henrietti kadar olamadınız ya, pes doğrusu! Ya Siz, sürekli korku, karamsarlık, çaresizlik, kendini değersiz hissetme duyguları içerisinde olduğunuz için bir türlü sevemediğim (sonsuz saygı duyduğum) Kafka! 36 yaşında ve nişanlı bir erkek olarak, evli bir kadına duyduğunuz aşkı anlatan mektuplaşmalar sizce doğru muydu? Ve Siz, Max Brod! Kafka'nın en yakın arkadaşı olarak ölümünden sonra yakılmasını istediği ve size emanet ettiği mektuplara böyle mi sahip çıkılırdı? Ya ben, kendim! Evet bir okur olarak ben, utanç duymadım mı, huzursuz olmadım mı sanıyorsunuz, iki insanın özelini, sırlarını okuyor olmaktan? İmkansızlıklar ve kavuşma ihtimallerinin olmayışı üzerine kurulu bu ilişki sizce aşk mıydı? Tutku mu? Yoksa bir saplantı mı? Kafka'nın o melankolik hali içimi kararttı hakikaten. Milena'yı çok yüceltmesi, idolleştirmesi, kendi varlığını hiçe sayması, ve tüm varlığıyla kendini Milena'ya bağlaması günümüzde rastlanması mümkün olmayan garip bir olguydu bence... Her ne kadar empati kurmaya çalıştımsa da olmadı o yüzden kızgınlığım için beni bağışla Milena, Kafka ve Max Brod...
Milena’ya Mektuplar
Milena’ya MektuplarFranz Kafka · Rönesans Yayınları · 201855k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
124 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Ağrıdağı Efsanesi
Yine kelimeleriyle resim çizmiş Üstad Yaşar Kemal... masalsı bir aşkı şiir tadında sunmuş bizlere. Mitolojik eserlerin kurgularında rastlanan arketiplerden ve mistik sembollerden yararlanarak monomitos zaman örgüsü ile arketipsel evreleri ve mistik sembolleri işlemiştir bu eserinde. Mitsel bir dünya yaratmak anlayışının izlerini görüyoruz
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227.7k okunma
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yükümlülükler Üzerine
Romalı Devlet Adamı, Avukat ve Düşünür olan Cicero'nun oğluna hitaben mektup olarak kaleme aldığı bu eser, Roma vatandaşlarına yükümlülüğün ne olduğunu ve niçin önemli olduğunu anlatıyor... Yaşamını Roma Devleti'nin ve geleneğinin sürekliliğine adayan Cicero'nun, ölmeden önce yazdığı son teknik eser olan bu kitap benim için de kıymetli bir eser oldu. Kitapta; Ahlak,Erdem,Bilgelik,Yemin,Adalet,Doğruluk,Onur, kavramlarına yer verilmiştir. Okurken bilgilendiren, düşündüren, analiz etmemi sağlayan bu eser herkese tavsiyemdir, mutlaka okunmalı..
Yükümlülükler Üzerine
Yükümlülükler ÜzerineMarcus Tullius Cicero · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021426 okunma
Reklam
336 syf.
·
Not rated
·
Liked
Vadideki Zambak
Paris Aristokrasisinin gözde ve güçlü kadınlarından biri olan, kocasıyla mutsuz bir ilişkiye sahip Henrietti ile kendisinden yaşça küçük felix'in imkansız aşkı... Felix'e aşık olduğu halde kocasına ihanet etmeyen, aşkına rağmen; onurunu, ahlaki etik değerlerini ve prensiplerini muhafaza eden, bu uğurda Felix'i kaybetmeyi bile göze alan Henrietti'nin kendisiyle savaşı, erdemin günahla savaşı, inancın aşkla savaşı diyebilir miyiz ne dersiniz? 1800'lerin Fransa'sinda yaşanan toplumsal açmazlar, ahlaki değerler, erdemler, ruhsal analizler, kadın psikolojisi, muhafazakar düşünce, liberalist düşünce, Fransız Katolik düşünce yapısı, İngiliz Protestan düşünce yapısı, görgü ve nezaket kuralları işlenmiştir. Teknik, üslup ve anlatım özellikleri bakımından Realizmin; sanat anlayışı bakımından Klasizmin; konusu bakımından Romantizmin izlerini taşır. Sigmund Freud'un Altruizm(Özgecilik) kuramını hatırlattı bana.Henrietti'nin, kendisini kocasına ve çocuklarına adamış olması ve onlar için kendisinden vazgeçmesi... Betimlemeler çok güzeldi adete okuyucuyu içine çekercesine... okunması gereken bir klasik elbette
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Can Yayınları · 201842.7k okunma
134 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Dönüşüm
Kumaş pazarlamacısı Gregor Samsa'nin bir sabah böceğe dönüşerek uyanmasıyla, aniden değişen sosyal ilişkiler ele alınmıştır kitapta. Hikayedeki kahramanların her biri Modern toplum bireylerini temsil ederken G.Samsa Sanayii Toplumunun yalnız ve çaresiz kalan bir üyesidir artık. Kitapta işlenen temalar Yabancılaşma ve Toplumsal ilişkilerdir. Yazar,
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224.1k okunma
355 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bülbülü Öldürmek
Pulitzer Ödüllü bir dünya klasiği daha...Dili yalın ama çarpıcıydı; çünkü vermek istediği mesaj güçlüydü. Hiç kimsenin dil,din, ırk,mezhep ayrımına maruz kalmaması gerektiğini, bir çocuğun bakış açısıyla anlatan başarılı bir eser. Roman 1930'lu yıllarda Maycomb'ta geçmekte... Maycomb halkının çoğunluğunun zencilere karşı önyargı beslediği görülmekte... Romanın arka planında Amerikan İç Savaşı'nın ardından 1900'lü yılların ilk yarısında yaşanan toplumsal, siyasi, ekonomik kırılmalar hissediliyor. Yazar, olayları bir çocuğun gözünden anlatmakla objektifi yakalamak istemiştir; çünkü çocuklarda önyargı yoktur. İnsan hakları alanında yol gösterici bir kitap... Bülbül; masumiyeti, vicdanı, eşitliği, adaleti simgeler;bunlardan birine zarar verirsek bülbülü öldürmüş olmaz mıyız? Avukat Atticus'un, haksız yere suçlanan bir zenciyi savunurken neler yaşadığını, yaşadıklarının çocuklarına nasıl yansıdığını göreceksiniz okurken...Hatta iyi bir insan nasıl olmalı?İyi bir baba nasıl olmalı?sorularının cevaplarını göreceksiniz Avukat Atticus'ta. Elbette ki idolünüz Avukat Atticus olacak! Adalet kavramının Irkçılık üzerinden kurgulanarak anlatıldığı bu kitap bana aynı yazarın "Tespih Ağacının Gölgesinde"adlı eserini hatırlattı, okumaya değer...
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472.5k okunma
126 syf.
·
Not rated
·
Liked
Fareler ve İnsanlar
Kendilerine yetecek kadar bir toprak parçası, karınlarını doyurabilecek kadar başkalarına muhtaç olmadan ve itilip kakılmadan yaşayabilecek kadar imkanlar hayal eden insanların hikayesi... Kitapta işlenen temalar; Dostluk, arkadaşlık Fedakarlık, Yalnızlık, Geçim sıkıntısı, İşçi problemleri, Sınıf farklılığı, Zencilerin aşağılanması, Ve sonunda kaybedilen umutlar, yitirilen hayaller... Sürükleyici, akıcı ve betimlemeleri çok güzeldi. Kitabın sonundaki öldürülenden ziyade öldürene içim acıdı. George, yakın arkadaşı Lennie'yi öldürmekle hayallerini gömmek zorunda kaldığı için bir ölüden farksızdı artık. Arkadaşlık mıydı? Bağlılık mıydı?Yoksa bilinçaltına yerleşmiş bir çıkarcılık mıydı? Lennie yardıma muhtaç, sürekli başına bela açan bir karekter olmasına rağmen George neden ona ısrarla bakıcılık yapıyor ve onu mutlu etmeye çalışıyordu. Bu George için yalnızlık korkusu olabilir miydi? Lennie'nin kuvvetli olması George'a bir güven duygusu veriyor olabilir miydi? Bir çıkar ilişkisi vardı sanki yada karşılıklı yardımlaşmaya dayalı bir sözlü anlaşma da diyebiliriz buna. Ya zavallı bir köpeğin gözler önünde acımasızca öldürülmesi... Bir insanı sadece derisinin renginden dolayı aşağılamak ne utanç verici bir şey..Mamafih 1930-1940'lı yılların Kaliforniyasında bir insanlık ayıbı olarak yaşanan ırkçılığa değinmiştir yazar.. Amerika'da ortaöğretimde okunması zorunlu kitaplardan olmuştur,bence de okumaya değer.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023173k okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
İnsan Neyle Yaşar?
İnsanın hayatta ne için var olduğunu ve var olduğu müddetçe ne yapması gerektiğini anlatan altı tane hikayeden oluşuyor. İnsan kendisiyle mi yüzleşir yoksa olmaya çalıştığı bireyle mi?İnsan hata yapınca vicdan azabı mı duyar yoksa bu sadece birilerine hesap verecek olmanın endişesi midir?Beni en çok düşündüren bu iki soru oldu. Kitabın asıl amacının hisler aracılığıyla insanı sorgulatmak olduğunu düşündürdü. Sevgiye ulaşan kişi Tanrıya ulaşır ve Tanrı onun içindedir; çünkü Tanrı sevgidir. Bahsedilen sevgi hedeftir;yani ulaşılması gerekendir. Oysa insanoğlu sevgiyi yok etmiştir, basite indirgemiştir. Sıradan gibi görünen konular ele alınmış olsa da hikâyelerin dayandırıldığı temeller diyalogların fazlalığı,karekterlerin iç yapısı bakımından çağın ilerisinde kalıcı bir eser olmuştur. Eser Didaktiktir yani öğreticidir. Yazar,insanın içindeki insani yanları ortaya çıkarmak istemiştir. Bize erdemli bir birey olmayı öğretmeyi hedeflemiş hatta hırslarımızın, sabırsızlığımızın ve doyumsuzluğumuzun dizginlenmesi gerektiğini öğütler vererek bize anlatmıştır.Kendimizi sorgulamak ve yaşadığımız bu hayata anlam kazandırmak istiyorsak mutlaka okumalıyız bu kitabı.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019192.8k okunma
Reklam
556 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 days
Gazap Üzümleri
1929 Ekonomik Bunalımının Amerika'da başlayıp tüm dünyaya yayıldığı yıllarda, bankalar ve tüccarlar tarafından aldatılan kuraklık, yoksulluk, zorbalık ve açlık yüzünden yurtlarını terk etmek zorunda kalan ailelerden biri olan Joad Ailesinin ayakta kalma mücadelesini ve tükenişini anlatıyor bu kitap. Kapitalizmin, insanları ne hallere
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035.6k okunma
227 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Aşıklar Bayramı
Bir baba oğul hesaplaşması... Kırgınlığın, kızgınlığın, suçluluk duygusu ile hayatından çıkarma duygusunun kopamamakla boğuştuğu bir hesaplaşma, sözsüz bir yüzleşme de diyebiliriz aslında. 25 yıl babasını görmeyen Yusuf, bir gece ansızın zil sesiyle uyanır,gelen babası Aşık Heves Ali'dir;bir elinde yıllanmış üç telli bağlaması, diğer elinde ahşap bavulu, başında sekiz köşe şapkasıyla... Diyarbakır'dan Kars'a kadar uzanan bir yolda yolculuk. Dili yumuşak, anlatımı akıcı kurgusu eksiksizdi. Anadolu insanının samimiyeti, türkülerin kardeşliği, halkların rengarenk coğrafyası, ozanın bilgeliği, bu bilgeliğe nasıl saygı duyulduğu, aklımıza ve yüreğimize kazınıyor bu eserde. Hasan Ali Toptaş'ın Kuşlar Yasına Gider adlı kitabı da bir baba oğul hikayesiydi ancak Kemal Varol'un Aşıklar Bayramı kadar etkileyici olmadı benim için. Hasan Ali Toptaş'a göre "Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır." Kemal Varol'a göre "Baba dediğin tamamlanmamış bir kelimedir zaten."
Aşıklar Bayramı
Aşıklar BayramıKemal Varol · İletişim Yayınları · 20192,920 okunma
520 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Martin Eden
Sokakta saldırıya uğrayan bir adamın hayatını kurtarmasiyla başlayan Martin Eden'in serüveni. Tutkulu, aşık, kalıplaşmış düşüncelere karşı duran, sorgulayan, inanan, idealleri uğruna düşüncelerini cesurca ifade eden, bir gemi işçisinin yaşamı... Okuma ve öğrenme tutkusunun hatta yazarlık tutkusunun, bilgi açlığının, insanın kendini bulmasının,ilk görüşte aşkın, sınıf farklılıklarının realist bir anlayışla yazılarak anlatıldığı sosyal bir roman diyebilirim hatta yarı otobiyografik bir eser...zaman zaman psikolojik tahliller ve çözümlemeler sunan etkileyici ve önemli bir başyapıt gerçekten.Hislere dayalı bir aşk mıydı yoksa hırsa dayalı bir aşk mı orası tartışılır bence. Kitaba felsefi açıdan bakmak gerekirse İndividüalizmin ve Varoluşsal terapinin izlerini görmek mümkün.İyi ki okumuşum dediklerimden oldu bu kitap da. Tavsiyemdir kesinlikle.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392.1k okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
1984
Bir ütopya olmasına rağmen gerçekleşmesi muhtemel. Büyük Birader sizi gözetliyor vurgusuyla başlayan kitap, devletin arka planındaki gücü simgeliyor, yani Büyük Birader egemen rejimin bir simgesi. Sürekli gözetleyen Teleekran, gözetleme mekanizmasının insan yaşamına etkisini ortaya koyarken günümüzün gerçeklerini de sunuyor bize. Tek boyutlu
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166.8k okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Simyacı
İspanya'dan kalkıp Mısır piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun yaşamının felsefi öyküsü... Mutluluk ve hedef uzak gibi görünse de aslında yakınımızda kendi içimizdedir o yüzden de yüreğinin sesini dinle bence! İnsan kendi menkıbesini yaşamak için doğar, mutluluğu yüreğinin sesine kulak vererek, işaretlerin diline bakarak, evrenin gizemli dilini sezerek, içsel serüvenini tamamlayarak elde eder, o yüzden de yüreğinin götürdüğü yere git bence! Santiago'nun ailesi onun papaz olmasını istemiştir; ancak O, çoban olmak istemiştir ve tüm dünyayı gezmek.. Ne istediğini bilmek ve bu uğurda yollara düşmek ne muhteşem birşey!... Dünyanın ilk modern romanı İbni Tufeyl'in Hay Bin Yakzan adlı romanı ile düşünce derinliği, içsel arayış ve seyahat noktalarında benzerlikler taşıyor Çocukluğumda ve gençliğimde okuduğum, her okuduğum dönemde ayrı bir keyf ve lezzet aldığım bir yol gösterici...mutlaka okunmalı...
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208k okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Körlük
Aniden toplumsal bir körleşme felaketine uğrayan insanların içine düştükleri durumu anlatan kaotik dünyanın insan eliyle cehenneme dönüşümü. Beklenmedik bir salgın felaketini yaşayan bir toplumun nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını nasıl yitirdiğinin anlatımı.. Körlük metaforu üzerinden yazarın asıl anlatmak istediği fiziksel Körlük değil elbette, çağımızda yaşanan toplumsal duyarsızlık bencillik ve ahlaksızlık.. Eleştirinin asıl hedefi Ahlak kavramı da denilebilir bence. İnsan ahlakının etik değerlerinin giderek yok oluşunu Körlük metaforu üzerinden anlatan Distopik bir roman diyebiliriz. Bana tarihin ilk süper star yönetmeni Alfred Hilckok'un filmlerindeki gerilimi yaşattı okurken sarstı beni doğrusu dehşet ve gerilim içerdiğinden. Yasaların ve sosyal adaletin olmadığı yerde insanların ilk çağlardaki gibi ilkelliğine dönüşeceğini anlatan William Golding'in Sineklerin Tanrısı adlı kitabını hatırlattı. Bir salgın konusu itibariyle Albert Camus'un Veba adlı kitabını hatırlattı. Jean Boudrillard'ın hipergerçeklik ve simülasyon kuramlarını bir kez daha gözden geçirmemi sağladı. Beyaz Körlük göze beyaz bir perdenin inmesiyle vicdanların kararması ve insanlığın yozlaşmasıydı aslında. Liberal demokrasiyi eleştiren yazar düzeni sağlamak adına kaos yaratıldığını ne güzel açıklamıştı. Kitapta söylenenlerin kim tarafından söylendiği değil de ne söylendiği önem taşıdığı için karakterlerin hiçbirinin adı yoktu sıfatları vardı. Bir şehir,bir ülke bir topluluk veya coğrafyaya değil tüm insanlığa seslendiği için Evrensel bir eserdi. 1998 Nobel Edebiyat Ödülünü aldı mutlaka okunmalı...
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104.5k okunma
Reklam
231 syf.
·
Not rated
·
Liked
Gece
Kilitli, şifreli bir roman Gece...Zihni yoran, düşündüren, bulmaca çözdüren bir roman oldu benim için... Karmaşık dokulu, zor metinleri bulunan, puzzle parçalarını birleştirmek gibiydi anlayacağınız...İşlenmiş ve üzerinde çok çalışılmış bir dili vardı:almaç,binit,savut, atlangaç, ayrıt,bunluk, saltık gibi bilmediğim kelimeler mevcuttu...Anlatım bütünlükten uzak, paradokslarla dolu bir labirent görünümündeydi sanki. Anlatı bir elmas gibi parlıyordu bakmaya ve okumaya doyulmayacak tarzda. Karasu'nun okuru nasıl okuması gerektiğini bilen, araştıran, öğrenen, öğrendiğini analitik düşünen bir okur olunca Gece'nin tadına varabiliyor
Gece
GeceBilge Karasu · Metis Yayınları · 20202,195 okunma
303 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Veba
Roman, aslında Fransa'nın Alman Nazileri tarafından işgaline, insanlığın kötülüğe maruz kalmasına, geçmişte olmuş, günümüzde olan ve gelecekte olması muhtemel ölümlere simgesel bir çağrıdır bence. Kitap her ne kadar ölümcül veba salgınını anlatsa da aslında asıl konu insanın Varoluşunun sınırlarını anlamak ve kabul etmektir.Salgın nedeniyle insanların dış dünyayla irtibatlarının kesilmesi, insanın evrendeki metafizik yalnızlığını simgeler. Metafizik yalnızlık, iç sıkıntısını, iç sıkıntısından bilinçlenen insanın silkinip başkaldırarak Varoluşçuluk felsefesinin sırrına ermesini ifade eder. Bedensel, psişik, fizyolojik ve manevi bir esaret söz konusudur. Veba'yı bir metafor olarak kullanan yazar, umutsuzluğun zirve yaptığı bir noktada, vazgeçmeden asla pes etmeden sabırla çalışarak zorluklarla nasıl mücadele edildiğini anlatır. Bilindiği üzere eser 1957 Nobel Edebiyat Ödülünü almıştır.Tavsiyemdir.
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020.2k okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Merhamet ile başlıyor, aşk ile devam ediyor ve hüsranla sona eriyor tek cümleyle özetlemek gerekirse...Bir erkeğin kumar tutkusu ile bir kadının aşk tutkusunun savaş dansıydı da diyebilirim açıkçası...Sosyal açıdan önemli değerleri elde etmiş olmalarına rağmen mutsuz ve tatminsiz insanların tutkuları vardı bu satırlarda. Hırs,tutku, aşk ve umudun bitişi yazarın kadın tasvirlerinde en çok kullandığı hislerdi bildiğiniz üzere...Mistisizm, fedakarlık, çaba, aşk,umut,nefret ve pişmanlık hepsine birer birer yer verilmişti kitapta.Her zaman duyguların ardından gidilmemesi gerektiğini duygularımızla değil mantığımızla hareket etmemiz gerektiğini bir kez daha öğretti bize.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127.6k okunma