Yani bütün soru "olmak ya da olmamak" tan ibaret değildir. Soru aynı zamanda ne olduğumuzdur. Et ve kemikten oluşmuş gerçek insanlar mıyız? Dünyamızdaki şeyler sahici mi? Yoksa her tarafımız salt bilinçle mi çevrili?
“
Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip, bu bana aittir’ diyebilen, buna inanacak kadar saf kişiler bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu.”
İnsanı uygarlaştıran, insan türünü yitiren, şaire göre, altın ve gümüştür, fakat filozofa göre demir ve buğdaydır. Amerikan vahşileri bunların ikisini de bilmezlerdi, bu yüzden hep oldukları gibi kalmışlardır.