Ah Küçük Kara Balığımmm... Eser, çocuk kitabı gibi görünse de içinde derin anlamlar ve metaforlar barındırıyor. Dolayısıyla verilmek istenen mesaj, bir nebze de biz büyüklere aslında.
Küçük Kara Balık, kendi hayatını keşfetmek için, birilerinin, içinde yaşadığı toplumun ve ailesinin onun için koyduğu sınırları aşma cesaretini gösteriyor. Bu süreçte kendine bir hayat hikayesi yazarken, cesaretle, öncesinde büyüklerinden, çevresindekilerden ve merak ettiklerini keşfederken karşılaştığı diğer canlılardan duyduğu tehlikelere karşı önlemler alıp, akıllılık göstererek güzel bir macera sunuyor bizlere. Bu cesur balık diyor ki, yaşam sadece bulunduğun yerde, birilerinin çizdiği sınırlar içinde monoton şeyleri yaparak geçmez. Her halukarda bir sonu var elbet, ama içini doldurmak, farklı şeyleri keşfetmek bizim elimizde. Bu süreç tabiki kolay değil, bir çok basamak ve tehlike var ama sonunda denize kavuşmaya değmez mi yaşamak?
Keyifli okumalar
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Nemesis Kitap · 201731.1k okunma
"Ölüm beni kolayca bulabilir," diye düşünmüş. "Ama yaşayabildiğim sürece ölümden kaçacağım. Elbette bir gün ölümle yüzleşmek zorunda kalacağım. Ama bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamımın ve ölümümün başkaları üzerindeki etkisi..."
Muhyiddin Şekûr'la tanışma sürecimle başlamak istiyorum yorumlarıma. Sözlerine nerede denk geldiğimi hatırlamamakla birlikte çok etkilemiştim. Sonra sosyal medya üzerinden fan sayfası olarak paylaşım yapan bir hesabı olduğunu gördüm ve takip etmeye başladım. O kadar naif, samimi ve etkileyici sözleri vardı ki okudukça mest oluyordum. Bir zaman sonra hayatını araştırdım ve Amerikalı bir "psikolojik danışman" olduğunu öğrendim. Ve sanırım çok sevip etkilenmemin bir sebebinin de meslektaş olmamız olduğunu anlamış oldum.
Kitabını alıp okumam bayağı bir zaman sonraya, yıllar sonraya denk geliyor diyebilirim. Her şeyin bir zamanı olduğuna inanırım
Çok etkilenerek ve itiraf etmeliyim zaman zaman gözlerimde yaşlarla okudum. Çok fazla yabancı kelime olmasına rağmen oldukça basit, anlaşılır bir dili olduğunu söyleyebilirim. Yüreğinize süzülüp içinizi fetheden cümleler kurmuş yazarımız. Onun naifliğine karşılık naifçe okumak istedim ben de, saygıyla.
Yazar, tasavvufa giriş sürecinde yaşadığı olayları, olaylar karşısında çıkardığı dersleri, olgunlaşma sürecini anlatmış eserinde. Günlük hayatta yaşadığımız ama üzerine düşünmediğimiz, basit gördüğümüz onca olayın aslında bir mesajı olduğunu, ama bunu anlamak için olgun bir gözün ve kalbin gerekliliğini anlatmış bize. Çok güzel, etkileyici bir eser, yüreğe dokunan cinsten. Tasavvufa ilgisi olanlar için güzel bir eser elbette ama herkes için kendisine bir pay alacağı şey de vardır eminim kitapta. O sebeple şiddetle tavsiye ediyorum kitap severlere keyifli okumalar dilerim
Sanki gün gelir, insanın gerçekten vakti olabilirmiş gibi, sanki insan, hep hayalin kurduğu bu mutluluk dolu barışa, hayatının son anında kavuşabilecekmiş gibi. Ama aslında barış yoktur, belki zafer de yoktur.