Elçiler öldüren kavim yeryüzünde iki kez fesat çıkaracaktı. Üçüncüsü yoktu...
İki kez belirlenmiş bir saatti. İlk fesatta üzerlerine güçlü kuvvetli kullar gelmişti.
Bu yerine getirilmiş bir vaatti. Aradan binlerce yıl aktı. Şimdi zulümlerinin bir ölçüsü yok. İkinci fesadın zirvesindeler. Dur diyenleri, set çekenleri yok. Çocuk öldürmeyi firavundan öğrendiler. Akılları, izanları yok. Oysa örnekleri Hz. Musa'ydı. Zulümden kurtarana değil, zulmedene benzediler. Muhakeme yok.. Feraset yok... Çocukları katletmeyi emreden bir ilah olur mu diye düşünmediler bile... Meğer babaların yaptığı ev çocukların mezar taşıymış..
Başka diyarlarda zor mudur bilinmez, ama Gazze'de ölüm çocuk işiymiş...
Şimdi Gazze baştan başa çocuk mezarlığıdır. El uzatanlara cennet bahçesi, dil uzatanlara cehennem çukurudur!
Ey benim otuz yıl sonraki halim
Ölmediysen eğer, yaşıyorsan
Sözümü kesme de yanına geleyim,
Derdin nedir, torun ve torba
Sende saklı ziyan olan ne varsa
Bileyim.