Erdemli olmayı göze al; bu yola gir; iyi yaşamayı sonraya bırakan; yolunda bir ırmağa rastlayıp da geçmesini bekleyen köylüye benzer; ırmak hiç durmadan akıp gidecektir.
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
başından başlayabilirim.
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
Cennete inandıkları için bu dünyada hiçbirşeyi değiştirmek istemiyorlar!hep uyum,dalkavukluk,söyleneni yapmak ve sorumluluktan kaçmak!ne de olsa öteki dünyada herşey güllük gülistanlık!teşekkür ederim ben almayayım!
Her neyse, hep, büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta yetişkin hiç kimse, yani benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu çılgın bir şey.
İnsanlar anne karnından bir ocaktan çıkan erimiş bir cam gibi çıkar ve şaşırttıcı oranda şekillendirilebilirler. Bu yüzden bugün çocuklarımızı Müslüman veya Budist, kapitalist veya sosyalist, savaşçı veya barışçıl olarak eğitebiliyoruz.
Kardeşin Salim.. Doğduğu güne lanet olsun
Deme öyle!
Niye demeyecekmişim? Benim etimden benim kanımdan olduğu için mi? İçimi kemiren bir ur olsa onu da mı seveyim etimdendir, kanımdandır diye?