Damlanın Kitapları

Damlanın Kitapları
@Damlaninkitaplari
584 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Yalanlar, yalanlar ve yine yalanlar...
Herkese kocaman kocaman selamlarrr... Uzun bir aradan sonra( aralık ayından beri) kitap yorumu yapmamışım. Neyse ki hala kitap okuyorum. Bu aralar zaman kavramını yitirdiğim için(malum sebeplerden :( ) ve daha çok vaktim olduğu için bol bol kitap okuyorum. Dedim hazır vaktimde varken neden kitap yorumu yazmayayım. Hoş siz benim yorum dediğime
Locke Lamora'nın Yalanları
Locke Lamora'nın YalanlarıScott Lynch · İthaki Yayınları · 20201,147 okunma
Reklam
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Muhteşem!
“Zeki insanlar zalimdir. Aptal insanlar ise canavarcasına zalimdir.” Uzun zamandır Jack London okumak istiyordum.Martin Eden ile Yıldız Gezgini arasında tercih yapmak oldukça zor olsada sonunda bunu okumaya karar verdim ve iyi ki okumuşum. Çok çok iyiydi. Darrell Standing’in bir meslektaşını öldürdükten sonra San Quentin hapishanesine girer. Ömür boyu ceza çekerken, gelişen olaylardan sonra idama mahkum olur. Birkaç günlük tecrit cezasıyla başlayan ve sonrasında idam edilene kadar orda kalmak zorunda kalıyor. Sadece tecrit cezası olmakla kalmıyor birde gömlek cezası veriliyor. Gömlek cezası, deli gömleğinden tek farkı nefes alamayacak denli sıkı bağlanması. Hapsine müdürü olmayan bir şeyi itiraf ettirmeye çalışırken, günlerce süren gömlek cezası almaya başlıyor. Çoğu kişinin ölümüne sebep olan bu ceza, diğer tecritte bulunan Ed sayesinde, Darrell için acıdan çok zevke dönüyor. Zamanda yaptığı yolculuklar sayesinde hem acıyı hissetmiyor hemde eskiden olduğu kişileri görüyor. İdamın son gününe kadar deneyimlediği her şeyi yazıyor. Kitap içinde kitap bu olsa gerek. İçerisinde ayrı ayrı hikayeler var ve öyle güzel işlenmiş ki her hikayede başka bir dünyaya yolculuk yaptırıyor. Alt metinde bir hukuk sistemi ve o zamanlardaki hapishanelerin eleştirisi var. Dili, anlatımı, kurgusu çok çok iyiydi, listemin başlarına ekleyeceğim bir yazar daha çıktı :) Sevgiyle ve kitapla kalın.
Yıldız Gezgini
Yıldız GezginiJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20147k okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
“...aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı.” Bilinmeyen bir ülkede, trafik ışıklarında beklerken aracının içinde bir anda kör olan bir adam. Ve yavaş yavaş salgın gibi yayılan bir körlük. En başta bir grup körü karantinaya almaya çalışsalarda, bütün ülkeye yayılan bu salgın ile ne yönetim, ne askeriye, ne hastaneler durumu kontrol altına alabiliyor. Dalga dalga yayılan bu körlük ile ülkeye açlık, korku, kaos, şiddet ve koca bir pislik getiriyor. Artık insanların tek amacı hayatta kalmak ve bu durumun geçmesini beklemek. Karantinaya alınan ilk grup, gün geçtikçe çoğalan körler ile akıl hastanesinde yaşamaya çalışsalar bile, açlık ve zorbalık baş gösterince ölümler başlıyor ve bir yangın ile yüzünden dışarıya çıktıklarında aslında durumun bütün ülkeye yayıldığını görüyorlar. Dışarıda barınmak ve yiyecek bulmak oldukça güçtür. Kör olmak ayrı, bütün ülkenin kör olması ayrı bir korkutucu. Kitap boyunca yavaş yavaş insanlıktan çıkılması ürkütücü. Aslında kitap hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki, Saramago, yaşama dair kadar çok şey anlatmış ki hepsi toparlanıp nasıl yazılır bilmiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum ki, okuduğum en güzel ve düşündürücü kitaplardan biri oldu.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104.8k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
736 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Herkese merhaba, Uzunca bir süredir siteyi tam anlamıyla kullanamıyorum, kitap okumaya devam etsemde alıntılardan daha fazlasini paylaşamadım ama bu kitap ile tekrar yorum yapmaya (aslında kısa bir bilgi ) devam etmek istiyorum. Okuduğum ilk Umberto Eco kitabı, Gülün Adı,doğru bir tercih mi tam emin olmamakla,bunca zaman okuduğum alıntı ve yorumlarla fazlasıyla merak ettigim bir kitaptı. Kitaba gelirsek, 1327 yılında Italya'da bir manastırda nasıl olduğu bilinmeyen sıralı cinayetleri konu alıyor. Eski bir sorgucu rahip olan William ile onun hem öğrencisi hemde yazmanı olan Adso ile bu cinayetleri çözmek için manastıra geliyorlar. Avlu,yemekhane,ahır,revir..vb. aklınıza gelebilecek her şeyi barındıran bu manastırda,istedikleri herkesle konuşabilirler ve kütüphane hariç her yere girebilirler. Daha ilk günden Başrahip'in uyarısıyla kütüphaneye giriş yasaklanmıştır. Ve William'ın bütün şüpheleri o yöne çevirilmiştir. Cinayetlerin sebebi olmasa da ,çözümü için ipucu bulabileceğini düşündüğü kütüphaneye gizlice girerek gizemi çözmeye çalışır. (devamı da kitapta :) ) Bana göre kitapta olumsuz olarak söyleyebileceğim iki şey var. Birincisi uzun ve yorucu betimlemeler(bazen kitaptan kopmama sebep oldu), ikincisi katilin tahmin edilebilir olması.(merak unsurunu kaybettirdi) Genel olarak bakarsak, kurgusu ve olayların tansökümünden akşama kadar 7 evre de anlatılması akıcılık yönünden olumlu etkilemiş.Kurgusu,dili ve akıcılığı (bazı yerleri saymazsak) beni tatmin etti. Sonuç olarak yeni bir yazarı daha kütüphaneme dahil etmekle birlikte, diğer kitaplarını da en kısa sürede temin edip okumak isteyeceğim ve tavsiye edeceğim bir yazar oldu.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012.7k okunma
230 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 11 hours
Merhabalar :) Uzun bir aradan sonra,sonunda bir inceleme yazabildim. Hızlı bir okumanın sonunda yorum yazıp yazmamaya karar veremedim ama artık bir yerden başlamam gerektiğini düşündüm, ve işte burdayım :) Kitap,kişisel gelişim kitabı. Bir aralar çok fazla bu tarz kitaplar okumuştum ve aynı şeyleri evirip çevirmekten sıkılıp,okumayı bırakmıştım. Kütüphanemde kitap gözüme takılınca, şimdi bu kitabı okuma zamanım diye düşündüm ama pek de tatmin edici bir okuma olmadı maalesef. Kitaba gelirsek,ünlü bir avukat olan Julian,mahkemede geçirdiği kalp krizinden sonra hayata bakış açısı değişir ve herşeyini satarak Hindistan'a gider. Orada Sivana Bilgelirinin yanında bir sure kalır ve Bilgeye söz verdiği gibi öğrendiği herşeyi paylaşmak için ülkesine geri döner.Kendisi gibi avukat olan bir arkadaşına öğrendiği herşeyi anlatmaya başlar. Kitap,bölümlerden oluşuyor ve her bölümde,uygulama teknikleri ve örneklerle açıklamalar yapılmış. Daha once bu tarz kitaplar okuduğum için bana farklı gelen ya da beni cezbeden birşeyle karşılaşmadım. Mesela 21 gün ritüeli,bilinen bir şey.Bir şeyin alışkanlık kazanması için 21 gün boyunca sürekli yapılması hemen hemen her yerde yazıyor. Ya da olumsuz düşünceleri olumluya çevrilmesi,veya hayallerini istediklerini bir deftere yaz,görsellerle destekle gibi birkaç şey daha bulunuyor. Kısacası,bilinen kişisel gelişim kitaplarından pek bir farkı bulunmayan,bu tarzda yeni okuyacaklar için ideal ama okumuş olanlar için pek bir şey katabilecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Naçizane düşüncelerimi yazıya dökmeye çalıştım,umarım beğenirsiniz. Kitapla kalın:)
Ferrari'sini Satan Bilge
Ferrari'sini Satan BilgeRobin Sharma · Goa Basım Yayın · 200520.2k okunma
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam