Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
ROMEO: Kımıldama öyleyse yakarım gerçekleşirken,
(Onu öper.)
İşte senin dudaklarınla dudaklarım arındı.
JULIET: Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı.
ROMEO: Günah dudaklarımdan mı geçti?
Tatlı bir dürtüyle işlenen bir günah!
Ver bana günahımı geri.
(Tekrar öper.)
JULIET: Kitabına uydurup öpüyorsunuz beni."