Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Deniz Elmas

Deniz Elmas
Bir kitabı okumaya başladı
Reklam
Bu sırada Anadolu Selçuklularının başında olan Sultan I. Mesud da Haçlı tehlikesinin farkındaydı. O günlerde Bizans güçleriyle Konya önlerinde çarpışıyorlardı. Türk boylarının kendi aralarındaki iktidar savaşları hiç bitmezdi. Ancak ortak düşmanları Bizans üstlerine geldiğinde bir araya gelirler, birlikte düşmana karşı savaşırlardı. Tehlike geçince yine aralarındaki mücadelelerine dönerlerdi.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Medici
MediciMelissa Bailey
8.7/10 · 32 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Kutsal bir yanı var mezarlıkların. Bunu dinsel anlamda da söylemiyorum. Bunlar sevgiye, hatırlanmaya adanmış yerler. Kendimizi çoktan kaybettiğimiz insanlara yakın hissettiğiniz yerler. O yüzden bu kadar etkililer."
Sayfa 239Kitabı okudu
Reklam
295 syf.
10/10 puan verdi
Mikes Kelemen'in Türkiye Mektupları...
Mikes Kelemen, 18. Yüzyılda Habsburglara karşı bağımsızlık mücadelesi veren Erdel Prensi II. Ferenc Rakoczi'nin bağlılarından. 1703-1711 yılları arasında Avusturya'ya karşı verdikleri özgürlük savaşı ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlandı. Prens ve bir grup Macar, 1717 yılında Padişah III. Ahmed'in daveti üzerine Osmanlı topraklarına sığındı. Bir süre Gelibolu, Edirne ve İstanbul'da yaşadıktan sonra Macar mülteciler Rodosto yani Tekirdağ'a yerleştirildi. 1720 yılından itibaren Tekirdağ' da yaşadılar. Kelemen, bu kitapta Türkiye'deki günlerini mektuplarla anlatıyor. Tıpkı günlük yazar gibi. Aslında mektuplar hayali bir kadına yazılıyor. Bazı baskılarda bu kadın 'teyze' bazılarında ise 'abla' olarak karşımıza çıkıyor. Prens Rakoczi, Macarların kahramanı. 1735'te Tekirdağ'a hayatını kaybediyor ve önce İstanbul' da St. Benoit kilisesine annesinin yanına defnediliyor. Ardından 1906'da Macar Devleti Türkiye'de bulunan tüm Macar büyüklerinin mezarlarını ülkelerine götürüyor. Kitap, Macarların Türkiye'deki sürgün yıllarının yanında, Osmanlı'da gündelik ve siyasi hayatı da anlatıyor. Kelemen, Bey' inin ölümünden sonra da Türk topraklarını terk etmeyip hayatının sonuna kadar Tekirdağ'da yaşıyor. Sadakati, saygısı, vatanına özlemi ve en çok da yalnızlığı etkileyici... Prensin Tekirdağ' da yaşadığı ev, bugün Rakoczi Müzesi olarak başta Macarlar olmak üzere ziyaretçi akınına uğruyor.
Osmanlı'da Bir Macar Konuk Prens Rakoczi
Osmanlı'da Bir Macar Konuk Prens RakocziKelemen Mikes · Aksoy Yayıncılık · 19991 okunma
Yalnızlık güzellemesi :)
Yalnızlığın içinde korunmuşluk vardı. İnsan yalnızken incinmez, ihanete uğramazdı.
Ne kadar artmıştı tacizler, tecavüzler, çocuk istismarları. Hele son zamanlarda ortaya çıkan kan ticaretleri, zengin insanların yaşlanmamak için kullandıkları söylenen, korku içinde öldürülen ve kanı alınan minicik çocuklar. "Bunlar gerçekse, korkunç bir sona doğru adım adım ilerliyoruz," dedi. Düşünmrk bile istemediği bir dünyaydı bu. İlkel diye bakılan dönemlerden bile daha vahşiydi artık insanlar. Hem de en medeni görünmeye çalıştıkları bu yüzyılda. İnsanlar sonsuz yaşayacaklarını sanır olmuşlardı, o büyük egolarıyla.
Sayfa 260Kitabı okudu
Ah Bu Hayat...
Eskilerin dediği gibi, "Ah bu hayat söke söke alırdı istediklerini, kaçsan da kurtulamazdın vermekten, öyle şeyler olurdu ki kendi elinle bile isteye verirdin, kimse zorlamadan özgür iradenle, başına neler geleceğini bilmeden, tahmin etmeden, öylesine verirdin."
Sayfa 137Kitabı okudu
Deniz Elmas
Bir kitabı okumaya başladı
Tarlakuşu
TarlakuşuDezso Kosztolanyi
7.1/10 · 69 okunma
126 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.