''İnsanların çoğu sınırlı bir hayal gücüne sahiptir. Duyumlarını uyaracak ölçüde yakınlarında gerçekleşmeyen bir olaya ilgi göstermek pek içlerinden gelmez; ama aynı şey gözlerinin önünde, doğrudan duygularına dokunma mesafesinde gerçekleşirse, bu olay önemsiz bile olsa, hemen aşırı bir duyarlılık gösterirler. Böylelikle normalde nadiren görülen tepkilerini ölçüsüz ve abartılı denebilecek bir sertlikle telafi etmiş olurlar.''
Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum.
Bir deniz kenarı mı olur,
Bir dağ başı mı olur,
Kaçsak bu kalabalıktan.
Bir yer bulsak kendimize,
Düzenli yaşamalardan uzakta.
Bir yanımızda şehrin ışıkları,
Bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar,
Orada hiç düşünmesek yarını.
Sonra unutsak sıkıntısını günlerin.
Gecenin karanlığını.
Sonra bıraksak kendimizi sevgiye erdemliğe mutluluğa.
Her nefes alışta duysak yaşadığımızı.
Sonra kaybolsak bu özgürlükte...
İnsan gider... Hırkası kalır, terlikleri kalır, fotoğrafları kalır, yattığı köşede gülümsemeleri kalır, duvarlarda sesinin tınısı kalır, birlikte diz çökülen sofra öylece kalır. insan kalmaz, acısı kalır.
“Ölüm bir eve girince, sağ kalanları da biraz öldürüyor.” diyor Peyami Safa. Bunun ne demek olduğunu en iyi, bir yakınını evden tabutuyla çıkartılırken görmüşler bilir. O ev artık eksiktir. Her odasında bir anı ve kimsesizlik saklıdır. Ölüm, ölene değil kalana zordur bu yüzden.
"Dünyanın bütün dağlarında ,ormanlarında,bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz."
"Birkaç yıla kalmadan, bu küçük kız, hayattan çok küçük taleplerde bulunan, hiç kimseye yük olmayan, üzüntülerini, hayal kırıklıklarını, alaya alınan hayallerini hiç kimseye yansıtmayan bir kadın olacak."
" Ne aradık ne bulduk bu yeryüzünde. İnan sevdiğim bizi aldattılar. Sonunda yapayalnız kaldık, neyleyelim. Gel, dünya duruncaya kadar ölüme kadar. Gel beraber ağlayalım... "
"Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?"
"Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın.
Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene de oradadır,göğsündedir;hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü tekrarlamayı sürdürecektir."