"Şu hayat denen şey ne biçim şeydi ? Kimi zamann sevinçler veren, kimi zaman içimizi acılarla dolduran, kölesi olduğumuz şu hayat neyin nesiydi böyle?"
Altını üstünü her yerini çizdigim cümlelerle doldu kitap... Kitabı ve Mata Hari'nin hayatını özetleyen bir Yunan efsanesinin anlatıldığı bölümse benim için en güzel bölümdü. O yüzden kısmı alıntılamak istiyorum:
"Bir zamanlar güzel bir prenses varmış, fazla bağımsız olduğu için herkesin içine hem hayranlık, hem de korkuyorum
"Katoliklerin kendilerinden bile beter günahlar işleyen pederlere neden günah çıkardıklarını o anda anladım. Kimin dinlediği önemli değildi; asil önemli olan, yarayı açıkta bırakmaktı ki, güneş onu arındırsın, yağmur onu yıkasın."