Kuyucaklı Yusuf.
Sabahattin Ali'nin yazılarını ve kendinisini tanımamı sağlayan, kitabın sonunda beni boşluğa düşüren kitaplardandır.
Yusuf aslında, o zamanki topluluğun bakış açısını bir nevi insanlığı ele alır. Aslında gerçekten iyi kalpli diğerlerine karşın biraz da sessiz olan çocuğun anne ve babasının ölmesi üzerine kaymakamın evlatlık alması üzerine hikaye başlar. Ve daha sonrasında kaymakamın kızına aşık olmasıyla olaylar gelişir. Muazzezin aşkına karşılık vermesiyle, kaymakamın da daha sonraları haberi olur. Ancak kısa bir süre sonra ölür. Ve Şahende Hanım(Kaymakamın eşi) ile kalırlar.
Yusuf hiçbir zaman Şahende Hanım'a kötü bie niyet beslememiştir aksine daha iyi niyetle yaklaşmış, bazı şeyleri görmezden gelmiştir.
Şahende Hanım'ın sırf Yusuf'un biraz da yalnızlığından ve kızına olan sevgisinden yararlanarak, çeşitli oyunlar yapması üzerine. Kitabın sonunda eve getirdiği sarhoş adamlarla beraber hepsini daha fazla dayanamayıp öldürür ve sadece muazzezi alır gider, çok geçmeden onun da ölmesiyle birlikte dünyada yapayalnız kalır.
Beni bu hikayede en çok üzen, olay veya herhangi bir durum değil tamamıyla Yusuf karakteriydi.