deniz dilara

deniz dilara
@Deniizzyy
Türk Dili ve Edebiyatı
Trakya Üniversitesi
İzmit- Edirne
1 Temmuz 1999
279 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
157 syf.
10/10 puan verdi
Eser ilk defa 1937-1938 yıllarında İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmiş bir piyestir. Dönemin en iyisi olarak anılan Muhsin Ertuğrul’un isteği üzerine Necip Fazıl bir oyun yazar “Tohum” adında. Fakat tutmaz, seyirciler beğenmez. Bunun üzerine Necip Fazıl, kendini Muhsin Ertuğrul’a borçlu hisseder ve hırs içinde bu eseri yazar. Psikolojik tahlillerle, mistik düşüncelerle süslenmiş eseri gerçekten hayranlıkla okuyup bitirdim. Herkes okumalı, okutmalı. Olay örgüsüne fazla girmeden kısa bilgilendirme yapmak isterim. Oyunda bir yazarımız var ve bir piyes yazmıştır, çok da tutmuştur. Gazetecinin biri onunla röportaj yaparken eserde babasının kendisini incir ağacına astığını söyleyip, sizin de bahçenizde incir ağacı var. Der. Aslında bütün piyes burasıdır. Hüsrev(yazar) karakterini yaratır, ona bir de kader çizer. Eserin sonlarında der ki; “Tüm suç benim, ben bir adam yaratmaya çalıştım. Bir de ona kader çizdim. Sonra ne oldu? Ben Allah mıyım?” Fakat bu yarattığı karakterin kaderini aslında kendisi yaşamıştır. Ve buna artık katlanamaz. Tıpkı kendi babası gibi ve yarattığı adamın babası gibi kendini evinin bahçesindeki incir ağacına asmak ister, fakat incir ağacı kesilmiştir. Devreye hükümet doktoru girer, Hüsrev’i almak isterler. Annesi yalvarır “gitme oğlum.” Tek söylediği cümle şudur; “ Ne yapayım anne kestiniz incir ağacını.”
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,4bin okunma
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
Halide Edip, cepheden izinli geldiğinde yoğun duygulanımların etkisiyle Kurtuluş Savaşı'nın ilk romanı olan Ateşten Gömlek'i 1922 yılında yayınlar. Aslında bu roman "yaşanmakta olan tarih "in romanıdır. Roman tekniği olarak aslında anılardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu anıları yazan roman kahramanlarından Peyami'dir. Yine roman coşkulu bir dil ile canlı betimlemelerden oluşmuştur. Burada konusuna ve olay örgüsüne değinmek isterim. Mutlaka herkesin az çok bilgisi vardır. İzmir'in işgali sırasında Yunanlılar tarafından kocası ve oğlu öldürülen Ayşe, İstanbul'a Peyami'nin yanına gelir. Ayşe ile Peyami evlenecektir fakat Peyami istemez. Daha sonra ikisinin yanına İhsan da katılır. Hep birlikte Kuvayı Milliye'ye yardım amaçlı Anadolu'ya giderler. Ayşe hasta bakıcı olur, Peyami çevirmendir. İhsan ve Peyami Ayşe'ye aşık olmuşlardır. İhsan evlenme teklifi eder fakat Ayşe bunun cevabını İzmir'i aldığımızda vereceğim der. Peyami ise bu süreçte aşkını içine atmıştır. Bu aşk ikisi içinde ateşten gömleğe dönüşür. Cephedeyken İhsan ve Ayşe ölürler. Peyami'nin ise kafasında kurşun kalmıştır. Bu sırada Ankara’da hastanede olan Peyami anılarını yazmayı tamamlar. Ve ameliyata girip vefat eder. Bu ölümden sonra doktorlar yazdıklarını okurlar ve araştırırlar. Kolordu da görev alan ne Ayşe isminde hasta bakıcı ne de İhsan isminde alay komutanı yoktur. -Doktorlar o halde? diye sorarlar. Ve o an anlaşılır ki Peyami'nin beynindeki kurşundan dolayı girdiği bunalımın etkisiyle bu anıları yazmıştır.
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,8bin okunma
202 syf.
10/10 puan verdi
Ömer Hayyam sınır tanımaz bir biçimde düşüncelerini, sorgulamalarını dörtlüklere dökmüştür. Özellikle şarap konusu dörtlüklerinde önemli bir yer tutmaktadır. Fazla uzun tutmamak adına bir iki tane alıntısını da ekleyerek bitirmek istiyorum. “Ben şarap içiyorum, doğrudur; Aklı olan da beni haklı bulur: İçeceğimi biliyordu Tanrı, İçmezsem Tanrı yanılmış olur.” “Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.”
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
159 syf.
10/10 puan verdi
Yazarın, Çalıkuşu’dan daha ziyade bu eserini okumanızı, okutmanızı tavsiye ediyorum. Küçük hacimli olmasına rağmen büyük bir eser. Okurken ilk başta aynı kişi üzerinde belki de hissim nefretti, böyle insanların o zaman da şu anda ve daha sonra da olacağı nefreti. Lakin yanılmışım, o kişi nefret edilebilecek biri değil, değeri bilinmesi gereken bir
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,9bin okunma
114 syf.
9/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Bulgar göçmeni olan Ali’nin oğlu ve eşiyle olan hikayesi… Ali bey aşık olur fakat ailesi buna onay vermez. Çareyi kaçmakta bulan iki aşık kasabadan kasabaya bir tren vasıtasıyla kaçarlar. Trenin götürdüğü yer onların artık evidir. Münire hanım ve bir çocuğu vefat etmiştir. Ali bey ve Mustafa(baba ve oğul)baş başa kalmıştır. Bir kasabaya yerleşirler ve Ali bey yazıya, okumaya düşkün bir adamdır. Orada bir küçük kitapçı açarlar. Ali bey siyasi yazılarından dolayı hapise girmiş, Mustafa tek başına kalmıştır. Bu yalnızlık vakitlerinde Feride adlı bir kıza aşık olur ve tıpkı babasının kaderi yaşanacaktır fakat kız kaçmayı kabul etmez. Mustafa artık tamamen yalnız kalmıştır. Ve babasının daktilosu ile tam olarak bu eseri yazmaya başlamıştır. Oldukça sade yazılan eser, betimlemelerle süslenmiş, bir çırpıda okunabilecek bir kitap.
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,7bin okunma
Reklam
Reklam
Reklam