Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mücrim

mücrim
@Denizzeze
Yaşamım, bana biri tarafından oynanmış kötü ve acı bir oyundan başka bir şey değil. Tolstoy İleti kısmındaki yazılar şahsıma aittir.
6 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Baban tamamen hatalı görünüyor dedim," dedim. "Otoritesini kullanarak seni yönetmeye çalışması hiç akıllıca değil. Belki de hasta biridir ve tedavi edilmesi gereklidir. Peki, sen ne yapabilirsin? Onun değişmesini bekleyemezsin. Diyelim ki yağmur yağıyor, ne yapardın? Yanına bir şemsiye alır ya da taksi tutardın ama yağmurla kavga etmeye ya da onu yenmeye çalışmanın bir faydası olmazdı. Şu an da zamanını yağmurla kavga ederek harcıyorsun. Bunun güçlülük olduğuna inanıyorsun. Ona üstün geldiğini zannediyorsun ancak zaferlerin herkesten çok sana zarar veriyor. "
Reklam
Eğer bir insanın, yaşama verdiği anlamda katkı sağlamak varsa ve eğer duyguları bu hedefe yönelikse, doğal olarak kendisini katkı sağlayacak en iyi şekle getirecektir.
Sayfa 18
Kurt yavrusu daha önce hiç insan görmemişti ama insana dair bir içgüdüsü vardı. Çok net olmasa da, insanoğlunda vahşi dünyanın diğer hayvanları üzerinde egemenlik kurmayı başarmış olan hayvanı hayal meyal algılayabiliyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğal dünyada aşk yalnızca ölenler için trajediye dönüyordu. Oysa sağ kalmayı başaranlar için aşk bir başarı, bir zaferdi.
"Bir adam ben kaybedeceğim derse, baştan yarı yarıya kaybetmiş olur zaten. Meseleye yaklaşma şekline bakılırsa, bunlar senin yarını yemişler bile."
Reklam
Bizim buralarda kadınlarımız, icabında ayıp, yasak, günah üçgeninde sıkıştırılmış vaziyetteydiler ama, Müzeyyen bu üçgeni yırtmış, yırtarken kendi kendine bir şeytan üçgeni yaratmış
İçimde bir zehir birikti. Dilimin ucunu bir şeyler yaktı. Döndüm, "Zehir" dedim zehre, "bana fazla geliyorsun, kaldıramam ben seni."
Ne de olsa, bir deri bir kemikti insan. Ya sonunda kırışacak ya da yolda kırılacaktı
"Aferin!" dedi Ahad. İkinci kez! Hayatımı bağışlar gibi. "Kaça geçtin şimdi?" Bir insandan bu kadar nefret etmek ve onun tarafından önemsenmeyi bu kadar istemek, aynı anda nasıl mümkün olabiliyordu? Bu iki istek aynı bedende kendilerine nasıl yer bulabiliyordu? Kim bilir ne acılar çekiliyordu o an içimde? Ne kavgalar dönüyordu? Nasıl bir savaş? Korkunçtu mutlaka. O yuzden bulanıyordu midem. Ama ağzımı açtığım anda, kimin kazandığı belli oldu. "Dokuza... Lise 1'e."
Türkiye, doğusundaki aynaya bakınca şişman olduğunu, batısındaki aynaya bakınca da kemiklerinin sayıldığını düşünen, üstüne giydiği hiç bir şeyi kendine yakıştıramayan, bulimik ve depresif bir genç kızdı. Yirmi yıl boyunca boğulacakmış gibi yiyip sonra pişman oluyor, bir yirmi yıl da boğazını kanatana kadar kusup sonra yeniden yemeye başlıyordu
Reklam
"Diyor ya Aşık Veysel, 'iki kapılı bir han' diye? Ondan cereyan yapıyor bu hayat! Onun için üşüyorum hep. Gideyim de kapatayım birini!" ... Sonra Harmin de gitti zaten. Kendi kapısını kapamaya. Geriye kitapları kaldı. Hepsini bana bıraktı. Bir de ben kaldım... Bir de bütün o cesetler...
Evet, belki benim adım Gaza... Ama hiç bir zaman intihar etmeyi düşünmedim. Sadece bir ara...Hissettim.
Belki de kötülüğü ağır basan bir vicdan topalıydı babam, hepsi bu. Belki de kendi babası yüzünden böyle olmuştu. O da kendi babası yüzünden... O da kendi babasi yüzünden. O da...
Hani bazı atlar varmış; bunlar çatlayacak kadar koşup ağzı köpükler ve dumanlar içinde kalınca kendi dişleriyle damarlarından birini ısırıp kanlarını akıtır ve rahatlarmış. Ben de çoğu kez kendimi bu halde buluyorum ve rahatlamak istiyorum.
Elbette ölüm, yani bizim tanımlamaya çalıştığımız intihar eylemi, kendini yetiştirenlerin eylemidir.
Bileğimde sadece çok ince ve çok beyaz bir çizgi kalmıştı. Sanki bu çizgi ara sıra hafifçe ve derinden sızlar. Tabii bana öyle geliyor. Sanki şimdi de sızlıyor. Saçmalama. Ses düzeninin düğmelerini söndürdüm. Biraz uyumalısın, biraz uyumalısın.
Reklam
Ama bu susmalar beni hasta ediyor... ve bir hasta da diğerlerileri için hep gülünç olmuştur.
İnsanlara karşı yabancılaşmışsınız doktor ve bu zamanla bir hastalığa dönüşecektir.
Düşünceler kafanıza üşüşmeyi sürdürecektir,ama onları bir kenara itmeye çalışın.İki seçeneğiniz var:Ya zihninizi denetleyeceksiniz ya da zihninizin sizi denetlemesine izin vereceksiniz.İkincisine alışıksınız zaten korkular,nevrozlar,güvensizlikler içinde savrulup gidiyorsunuz,çünkü hepimizin kendi kendini yok etme eğilimi var.
Sayfa 109Kitabı okudu