Derya Temek

167 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Eski bir türk filmi tadında, gününüzü doldurabileceğiniz bir kitaptır. Roman Ankara’da geçmektedir. Ankara’da okuduğum ve orayı sevdiğim içinde kitabın bu özelliği beni çeken sebeplerden de biri olmuştu. Ancak okuduğumda Ankara’nın o kadar da önemli bir yer tutmaması beni hayal kırıklığına uğrattı. İçeriğe gelecek olursam Suna karakteri favorim oldu. Suna’nın kabına sığmayan halleri ve dinmeyen heyecanı ara ara gülümsememe sebep oldu. Özellikle çocukluğunun mahalle kültürü içinde yoğrularak verilmesi beni en çok etkileyen kısım oldu. Yazarın arada verdiği durum tespitleri ise yüreği ısıtacak cinstendi. “Her gün uyandığımda yaşadığımı, sadece yaşadığımı, varlığımdan başka hiçbir şeyi hissetmediğim o ne mutlu ne de mutsuz anın hemen arkasındakin başlardı hayat. Eğer hayatım o gün gözüme yirmi yıl ağır ‘canım sıkılıyor’ cezasına çarptırılmış bir mahkûmun hayatı gibi görünmüyorsa , gözlerimi açıp evdeki sesleri dinlerdim.” gibi... Ancak sonra bir şeyler oldu. Dağıldı her şey. Olaylar arasında bağlantı kurmaya, yaşanılan sıkıntıları anlamlandırmaya çalıştım bir süre. Kimi taşlar yerine otursa da kimi havada kaldı zannımca. Gülay neden intihar etti mesela? Sebebini satırlar arasında görmek isterdim. Emel ile Suna’nın gençliğine dair daha fazla detay okumak isterdim. Ömer Ankara’ya geldikten sonra Emel ile olan konuşmasına şahit olmak isterdim. Ama olmadı. Belki de sebebi belli bir baş karakter olmayışıydı. Yazar, her karaktere yüzeysel bir şekilde dokunup hızlıca gelip geçti. Araya hiç bilmediğin yeni karakterler ilave ederek... Aynı zamanda damaklarda da hoş ama biraz eksik bir tat bırakarak...
Ankara, Mon Amour!
Ankara, Mon Amour!Şükran Yiğit · İletişim Yayınları · 20221,131 okunma
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Üslübunu ve tavrını sevdiğim yazarın, okuduğum ikinci kitabıdır gördüğünüz. Tıpkı ilk okuduğum kitabı gibi, altını çize çize okudum bu kitabı da. Ara ara tekrarladım içimden cümleleri. Yer etsin istedim kalbimde. Hakikat’e yani O’na değen her cümlesiyle her harfiyle, kendimden çokça yorulduğum bu günlerde bir ferahlık oldu benim için. Nefes oldu. Böylesine hakikate değinen kitaplarla birlikte en çok da Hakk’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’e ihtiyacı var bu dünyaya sıkışmış ruhlarımızın. İhmal etmeyin ruhlarınızı, kirletmeyin aynalarınızı. Okuyun. Kainatı, indirileni,kendinizi ve kitapları okuyun.
Delilim Yok Kalbimden Başka
Delilim Yok Kalbimden BaşkaSerdar Tuncer · Profil Yayıncılık · 20173,093 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın ana teması “kurban oyunu” hakkındadır. Yazarı Diane Zimberoff ise Kalp Merkezli Hipnoterapi eğitimleri veren bir kişidir. Aynı zamanda bu yönetimi geliştiren kişidir de. Kurban oyunu; kurban , kurtarıcı ve zorba kişilikler arasında oynanan, zaman zaman üç kişiliğinde bir beden üzerinde toplanabildiği ve çoğu zamanda farkında olmadan düşülen bir tuzaktır. Evet bir tuzak! Çünkü eylemlerimizin büyük bir temelini bilinçaltımız oluşturur ve bilinçaltı dikkatli olmadığımızda çok çabuk yara alabilen bir yerdir. Bilinçaltımızı nelerin etkilediğini bilseniz şaşırıp kalırdınız. Zira benim için öyle oldu. Zaten kitabın amacı birazda şaşırmanızı sağlamak. Çünkü ancak bu şekilde kendimize ve yakınlarımıza dair bir farkındalık oluşturabiliriz. Hiç düşündünüz mü? Belki kurban bir kişiliğiniz vardır ya da kurtarıcı. Belki de zorba... Farketmeden yıllarca bu oyunun içinde sürüklenmiş de olabilirsiniz. Kim bilir? Hadi öyleyse okuyun ve anlayın. Kendi öz benliğinize ulaşın.
Kurban Tuzağından Kurtulmak
Kurban Tuzağından KurtulmakDiane Zimberoff · C Planı · 2017919 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Eğer sizde “Elhamdulillah Müslümanım” diyenlerdenseniz, mutlaka bu kitabı okumalısınız. Ancak cesaretinizi toplamanızı öneririm. Zira Rasim hocamızın ”Müslüman” tanımına uymuyor olabilirsiniz . Birçok kusurunuzu farkedebilir ve biraz telaşa da kapılabilirsiniz. Fakat sizi böylesine uyaran , tazeleyen ve farkındalık oluşturan bu kitabı ölmeden önce okunacak kitaplar arasına koymanızı ve okumanızı şiddetle tavsiye ederim. ”Bu kadar ne olabilir ki?” diyenler için ise küçük bir alıntı bırakıyorum şuraya. “Mevcut hayat tarzını reddedemeyen Müslüman, farkında olmadan kendisini reddediyor ve kendi değerlerine yabancılaşıyor. Mevcut hayat tarzı içinde,insan,kendini eşyaya hükümran sanmaktadır. Fakat aslına eşyanın kendisine hükümran olduğunu bilmemektedir. Her fert, kendi ekonomi bağımsızlığını istemektedir, fakat bu yolla ekonomiye bağlandığını hissetmemektedir. Eşya hevesi git gide artmaktadır, fakat buna bir sınır çekmeye gücü yetmemektedir, daha doğrusu bu hevesi için bir sınırın olabileceğini tahayyül edememektedir. Çok sayıda küçük küçük ilahları var da, bu ilahlara tapındığının farkında değildir. Çünkü “kul”luğunun farkında değildir, unutmuştur.”
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
Müslümanca Düşünme Üzerine DenemelerRasim Özdenören · İz Yayınları · 20208,7bin okunma
76 syf.
·
Puan vermedi
Didem Madak’ın yazdığı ikinci kitabıdır. Ah’lar ağacı , iç sesle devam eden bir şiirdir. İçerisinde sıkça Tanrı ile sohbet eder , ölümden dem vurur. Şiirlerinde geçmişe özlem, derin acı , isyan ve ortadan kaybolma isteği temaları oldukça fazladir .Ve bu durum ister istemez sizi yazarın hayatını araştırmaya iter. Hayatını incelediğinizde , bu duygu yüklü şiirlerin çıkmasını haklı bulurken yakalarsınız kendinizi. Öylesine derin yaşamış ki acıları , bunu şiirlerinde hissetmemeniz imkansız. Hele ki yalnızlıktan ve kimsesizlikten bahsederken, “keşke sarılabilsem bir kere size” diye geçirirsiniz içinden. Her satıra bir ah çekerek devam edersiniz. Ah! Sonra bir bakmışsınız bir duygu selinde bitirivermişsiniz kitabı. Ah! Yazara sesleniş: Sevgili Didem Madak, hiç acı çekmediğiniz bir yerde , Cennet’te olmanız için dua edeceğim size. Ruhunuz Rahmet bulsun...
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121,2bin okunma
Reklam
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.