Batı'ya yönelen ilk Osmanlı "aydınları", İslam'a özgü kafa alışkanlığıyla Batı'yı anlamaya çalışırken, aslında ne Batı'nın mahiyetine akıl erdirebilmişler, ne İslam'ı sahiplenebilmişlerdir.
Duvarın önünde durup ağlayarak sallanıyorlar. Duvar aralarına dileklerini ihtiva eden kağıtlar sıkıştırıyorlar. Biraz sonra bir çöpçü gelip duvar aralarını temizliyor ve tüm dileklerini çöpe atıyor...
Gazze’de çocuklar ölürken, kadınların iffeti çiğnenirken sessiz kalmak zulme ortak olmaktır. Allahumme ya Mumtakim! Bu siyonistlere müslümanların elleriyle öyle acılar yaşatki yetim kalan bütün yavruların, evladına ağlayan bütün anaların yürekleri rahatlasın.
Ben yaşananları sadece dışarıdan dinliyordum. Peki bu olayları yaşayanların ruhları, kalpleri nasıl kaldırmıştı bu kadar acıyı, elemi, kederi? İmtihanını bir kez bile isyan etmeden göğüsleyen Meryem'e ne demeli?
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar isteyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim ,
Ama gitme, Lavinia .
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Bugün, tam 3 kuş gömdük.
Bahçemize yuvası dağılarak düşmesi daha olası, daha tüyleri dahi çıkmamış, tam 3 yavru kuş... Tuhaftır, güzel bir tevafukatın üzerine geldi. Gömdüğümüz yerin baş ucunda bulunan duvara, çamura bulanmış eller ile الله yazdık. Elif'i