SEVELİM , SEVİLELİM ; DÜNYA KİMSEYE KALMAZ Hayatımda yeri olan "en" dediğim kitaplardan bir tanesini oldu
İlk defa okuduğum kalemine , diline bayıldım Güzide Hanımın o kadar usta ki. Hiç yormayan bir dil kullanılmış. Ve farklı bakış açıları empatiler. Dümdüz yazılan bir eser değil. Oldukça zahmetli emekli ve kıymetli. Fizyoterapist olan Hüma’nın geçirdiği bir kaza sonucu tüm hayatı değişiyor . Ama hayal mi gerçek mi hep bi bilinmezlikle … Tuğrul ve Hüma hayal ve gerçek.Kendinizden bir şeyler bulacağınıza eminim. Eseri de merak uyandırıyor. Beş sayfa okuyup bıktırmıyor. Dini alıntılar var. Çok severek okudum , altını çize çize :)
Otuzuncu Kuş HümaGüzide Behram · Sokak Kitapları Yayınları · 202266 okunma
Ve her yıl çiçekler yeniden büyür .
Emine Işınsu'dan okuduğum ilk kitap Çiçekler Büyür oldu. Kalemini çok sevdim. Akıcılığıyla kitap alıp götürüyor insanı . Bulgaristan'da yaşayan Türklerin yaşadığı zorluklar, gördükleri zulümler anlatılmış. Baş kahramanımız İlay ve Mehmet Ali üzerinden o dönem yaşanan zorlukları acı bir şekilde okuyoruz. Kitap geriye dönüş tekniğiyle "Seni seviyorum, Mehmet Ali" diye başlıyor. Kitabın sonunu okuduğunuzda başı daha anlamlı geliyor. Okurken sıkılmayacağınız, Türk milliyetçiliğini ve Türk olmayı sonuna kadar hissedeceğiniz bir kitap. İlay karakterine hayran kalmamak elde değil. Beni yeri geldi heyecanlandırdı yeri geldi güldürdü, üzdü.
Çiçekler BüyürEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2012924 okunma
Sonuna çok bi anlam veremesem de genel hatlarıyla çok sevdim…
Kitabın kahramanı 16 yaşındaki genç kızımız, şizofreni hastası Deborah. Küçük yaşından itibaren farklı olması, üstün zekası ve yeteneği hastalığının habercisi olmuş aslında. Ancak bunun bilincine varamamış ailesi ve bu konuda ebeveynleri eleştiriyor yazar. Yaşıtlarına göre fazlasıyla gelişmiş zekası ve kafasında dönen sorular yüzünden içine kapanan Deborah, zamanla bu dünyaya ait olmama duygusuna yenik düşmüş. Bu duygusu ağır basan kahramanımız, aradığı aitliği bu dünyada bulamayınca adını Yr koyduğu zaman ve mekan kavramı, içinde yaşayan varlıklar ve hatta diline kadar gerçek dünyadan çok farklı olan kendi ütopik dünyasını kurmuş. Ama zamanla kafasında kurduğu dünya ile gerçek dünyanın çatışmalarına daha fazla dayanamayan, farklı iki dünya arasında gidip gelen Deborah, diğer dünyasında oluşturduğu dil, bu dünyada onu anlamayan onlarca insan arasında iyice bocalamış ve ilk intihar girişimini gerçekleştirmiş. Ailesi bu intihar denemesiyle kızlarının farklı değil, anormal olduğunu kabul edip hastaneye yatırmış. Hastanedeki seanslar ve yaşadıkları gerçekten fazlasıyla etkiliyor okuyucu. Bu kadar etkileyici ve gerçekçi olmasının sebebi de yazarın kendi hastalığından yola çıkarak yazması kesinlikle.