Sonuna çok bi anlam veremesem de genel hatlarıyla çok sevdim…
Kitabın kahramanı 16 yaşındaki genç kızımız, şizofreni hastası Deborah. Küçük yaşından itibaren farklı olması, üstün zekası ve yeteneği hastalığının habercisi olmuş aslında. Ancak bunun bilincine varamamış ailesi ve bu konuda ebeveynleri eleştiriyor yazar. Yaşıtlarına göre fazlasıyla gelişmiş zekası ve kafasında dönen sorular yüzünden içine kapanan Deborah, zamanla bu dünyaya ait olmama duygusuna yenik düşmüş. Bu duygusu ağır basan kahramanımız, aradığı aitliği bu dünyada bulamayınca adını Yr koyduğu zaman ve mekan kavramı, içinde yaşayan varlıklar ve hatta diline kadar gerçek dünyadan çok farklı olan kendi ütopik dünyasını kurmuş. Ama zamanla kafasında kurduğu dünya ile gerçek dünyanın çatışmalarına daha fazla dayanamayan, farklı iki dünya arasında gidip gelen Deborah, diğer dünyasında oluşturduğu dil, bu dünyada onu anlamayan onlarca insan arasında iyice bocalamış ve ilk intihar girişimini gerçekleştirmiş. Ailesi bu intihar denemesiyle kızlarının farklı değil, anormal olduğunu kabul edip hastaneye yatırmış. Hastanedeki seanslar ve yaşadıkları gerçekten fazlasıyla etkiliyor okuyucu. Bu kadar etkileyici ve gerçekçi olmasının sebebi de yazarın kendi hastalığından yola çıkarak yazması kesinlikle.
En çok meral üzülürek başladım kitaba . Samime kavuşamayan kendi yalnızlığın da boğulan Meral …Evin ablası ve onun kızıyla başlayan olaylar ve bilinmezler daha çözüme kavuşmadan evin ağabeyi ve onun sevdiceğine kayan konu, arada psikolojik-psikiyatrik çözümlemeler, Simeranya'nın tarif edildiği hayaller, aralara serpiştirilmiş felsefik açıklamalar ve en sonunda romanda 'süpernatürel' olarak tanımlanan doğaüstü olaylarla roman son buluyor. Bu olay örüntüsü ve farklı anlatım potporisi içinde insanın içinde bulundurduğu iki farklı karaktermiş gibi anlatılan id-ego ve süperego çatışmasının insanı nasıl yalnızlığa sürükleyebileceği çok ustaca aktarılmış. Buradaki incelemeleri okuduğumda evdeki karakterler arasındaki iletişim sorunu nedeniyle onların yaşadığı yalnızlıktan bahsedildiğini zannetmiştim ama yazarın da dolaylı olarak vurguladığı gibi insanın 'kendi' 'kendisi' ile olan çatışmasından kaynaklanan yalnızlık duygusu anlatılıyor.
3 derste okuyup bitirdiim öylesine yalındı .
Kitap farklı farklı kadınların hikayesinden oluşuyor her biri ataerkil bi toplumda büyütülmüş olmanın zorluğunda . Bu toplum da kadın olmanın getirdiği zorlukları o kadar iyi anlatmış ki her sayfası tanıdık.
Geniş ZamanlarAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20132,642 okunma
Uğultulu Tepeler.. Gerçekten de okurken kendimi Uğultulu Tepeler’in kayalıklarında oturup Nelly’i dinliyor gibi hissettim. Heathcliff’le tarlada dolaştım, Catherine ile ağaçların tepesinde gezdim. Şimdi kim bu Heathcliff, Catherine ve Nelly onları açıklayayım.
Earnshaw ailesi Uğultulu Tepeler’de yaşayan kendi halinde bir ailedir. Ailenin babası