Devrim Efsun Özgür

112 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 hours
Çılgın bir kitap Dişi Domuz. Alegorik bir başkalaşım hikâyesi (Gregor Samsa aşkına!).Bir parfüm dükkanında çalışan anlatıcının bir süre sonra şişmanlayıp çiçekleri yemeye ve sonra domuza dönüşmeye başlaması omurgasını oluşturuyor hikayenin.Buz dağının altında ise müthiş bir eleştiri yumağı var. Önce bir kadınlara dayatılan roller ve algılara. Güzellik algısı, cinsellik, kadın bedeninin metalaştırilması,kürtaj başlıcaları. Sonrasında kitap başka bir düzleme evriliyor kaotik bir ortamda cesetler, cinayetler, kaçanlar,kovanlayanlar, sınır dışı edilen mülteciler, hortumlanan hesaplar, işlenen suçlar, baskıcı bir yönetim eşliğinde bu kargaşanın içinde buluyoruz kendimizi. Anlatıcının domuz -insan arası dönüşümleri devam ediyor eserde. Müthiş bir kapitalizm eleştirisi, kadına dayatılanların en alegorik hâli, hayvanların yaşadıklarına da göndermeler var kitapta. İsimsiz kadın anlatıcının samimi ve doğal üslubu ile ilerliyor kitap. Akıcı olmasına rağmen dikkat isteyen bir metin. Herkes sever mi bilmiyorum ama ben çok sevdim, acayip bir kitaptı.
Dişi Domuz
Dişi DomuzMarie Darrieussecq · Sel Yayınları · 2023106 okunma
Reklam
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Nasıl anlatacağımı bilemediğim dolu dolu bir eser, travma üzerine, 2.Dunya Savaşı ile başlayan; Paris'ten Filistin'e Londra'ya uzanan tarih kokulu, sırlar ile dolu, etkileyici. İnsanın ruhuna işliyor ama gözyaşları dökülmek için sıraya girmiyor.Eser Nazilerin Paris'i işgal ettiği yıllarda başlıyor, her şeyini kaybeden ama şansı
Eğer Beni Ararsan
Eğer Beni ArarsanAlba Arıkha · Notos Kitap Yayınevi · 20231 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 23 hours
İspanyol, Latin,Katalan edebiyatlarına olan düşkünlüğüm su götürmez, Son Romantikler bu bağlamda okuduğum ve son zamanlarda beni en çok etkileyen kitap oldu diyebilirim. Bilbao civarında bir kasabada bir yalnız kadın İrune, kağıt fabrikasında çalışıyor ve makinelerin çarkları arasında un ufak olmuş bir insana dönüşüyor. Sınıf ayrımına, işçi sınıfına dikkat çekiyor kitap. Kapitalizmin ruhunu mekanikleştirdiği bir kadındır İrune. Kendi sesine kulağını tıkamış, sistemin tonla ağırlığı altında ezilmiştir.Bir gün işçilerin direnişine şahit olur refleksif olarak taraf olur.Bu süreçte bir farkındalık yaşar. Biraz da bu aydınlanmayı, onun kendi hayatına müdahale edecek güce sahip olmasını anlatır kitap. Aynı zamanda İrune'nin komşusu Paolina ve onun oğlu ile ilişkisi, onların başına gelenler, modern çağda, aynı apartmanda nasıl yalnızlaştığımızı, tepkisizleştigimizi etkili bir şekilde anlatıyor. Kapitalizmin çürüttüğü hayatlara örnek kesitler sunuyor. Eser hem bir sistem eleştirisi hem bir direniş öyküsü hem de esaslı bir olgunlaşma, kendini bulma, kendi hayatına müdahale etme öyküsü. Yaşananları İrune'den dinliyoruz, mesafeli bir anlatımı var.Onun ağzından dinlediğim her satırı çok sevdim. Yazar eserini detaylarla süsleye süsleye, açık ve keskin bir dille anlatmış. Euskadi Ödülü'nü almış.Keşke herkes okusa.
Son Romantikler
Son RomantiklerTxani Rodríguez · Dergah Yayınları · 20234 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
248 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Bay Less, 2018 Pulitzer Kurgu Ödülü'nü almış, güzel ve özgün bir eser. Bir kere yazarın dili çok iyi, eser çok alışık olmadığım bir yerden başlamış anlatmaya.Bay Less, 50 yaşında, gay bir yazar, kitapları hak ettiği ilgiyi yakalayamamış, Less dokuz yıl birlikte olduğu eski sevgilisinin düğün davetiyesini görünce kabuklarını kırar ve kendine dünyanın dört bir tarafından gelen program , seminer gibi teklifleri kabul eder ve Meksika'dan Hindistan'a, Japonya'dan İtalya'ya, Fransa'ya, İtalya'ya uzanan bir yolculuk silsilesinin içinde oradan oraya savrulur. Bu arada geçmiş ile kendisi ile yüzleşir, anılarına gider ve geçmişten gelen arkadaşları, tanıdıklarıyla karşılaştığında kendiyle ilgili yeni şeyler keşfeder, sorgular, fark eder. Aklında aşk acısını unutmak vardır ama hayat ile ilgili de çok şeyi bize düşündürür. Oradan oraya seyahat ettiren kitaplara ayrı ilgim olduğu gibi Less karakterinin zihninde, geçmişinde ve yolculuklar esnasında yaşadığı düşündüğü yeni şeylere tanık olmak da çok hoşuma gitti. Geçmişle o anı harmanlayan kurguyu ve üslubu beğendim, sonundaki anlatıcı kısmı da ayrı bir sürprizli detaydı. Ayrıca herkese geçmişi ile hesabından alnının akıyla çıktığı bol seyahatli ve aşk dolu güzel günler dilerim.Bu da içimden geldi.
Bay Less
Bay LessAndrew Sean Greer · İthaki Yayınları · 2019121 okunma
512 syf.
·
Not rated
Bu kitabı aldığımı unutmuştum, "ne okusam" sorunsalı ile boğuşurken tesadüfen buldum ve okuyayım dedim. Bu kitap bize 2. Dünya Savaşı sırasında gemilerin bakımı ile ilgilenen ilk kadın dalgıç olan Anna Kerrigan 'ın dalgıç olma hikayesini ve hayat ile mücadelesini anlatan, hareketli bir eser. Bir taraftan dalgıç olmaya çalışan Anna'nın mücadelesini okurken diğer taraftan onun ortadan kaybolan babasının sırrına da adım adım yaklaşıyoruz. Anna, bir gün çocukluğunda babası sayesinde tanıdığı Dexter ile karşılaşacak ve hayatının ritmi değişecektir. Kitabın arka fonunda savaşın seslerini her daim duyuyoruz. Film tadında , yalın bir üslupla anlatılmış, ödüllü, akıcı bir kitap. Güçlü bir kadının sıradışı, cesurca hikayesi... Amerikan edebiyatından , dişe dokunur bir parça.
Manhattan Plajı
Manhattan PlajıJennifer Egan · İthaki Yayınevi · 20239 okunma
Reklam
112 syf.
·
Not rated
Gemiden Düşen Adam; yaşam ve ölüm arasındaki çizgiyi , varoluşsal sorgulamaları, tükenmişlik sendromunu ,fark edilme isteğini kısacık bir metinle anlatıyor bize, okuru sorgulamalarla baş başa bırakan bir kitap. Zengin bir bankacı olan Standish bir gün içinde bulunduğu düzenden boğulup karısı ve iki çocuğunu bırakarak gittikçe uzattığı bir seyahate çıkar ve Honolulu 'dan kalkan bir gemiyle Panama'ya seyahat ederken ayağı takılır ve okyanusa düşer. İşte bu adamın yaşam mücadelesi, hayatını sorgulayışı, görülme arzusu, verdiği mücadele ile birlikte okyanusta boğulan geçmişi anlatılıyor. Kitap biraz da yazarın çığlığının (hayatı oldukça çetrefilli olmuş.) akisleri aslında. Böyle varoluşsal sancılarda yüzen kitapları okumayı seviyorum, yazarın dili ve üslubu da çok güzel. Velhasıl güzel ve anlamlı, kısa ve derin bir kitap , okunası...
Gemiden Düşen Adam
Gemiden Düşen AdamHerbert Clyde Lewis · Holden Kitap · 202473 okunma
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 15 days
Tesadüfen görüp heyecanlandığım ve sonra hemen alıp okuduğum bu eser bizi Antik Çağ'a götürüyor ve dönemin görkemli sofralarının, değerli taşlarının, oya gibi işlenmiş anıtsal mezarların, dev sütunların, detay detay yapılmış muhteşem heykellerin ardındaki "emek sömürüsü" ile yüzleştiriyor. Dönemin şatafatının altında yok edilen emeğin gerçek sahiplerinin öykülerini anlatır. Biz madencilerin, berberlerin, kölelerin, çömlekçilerin , uşakların çiftçilerin, hancıların, kadınların, müzisyenlerin, fahişelerin, aşçıların, hayvanların ve daha birçok sömürülen hayatın gerçek hikâyesini okuyoruz ve bunu mitoloji ile harmanlayarak öğreniyoruz. Ötekilerin, görmezden gelinenlerin, dibine kadar sömrülenlerin ve özgür olmayan emeğin peşine düşüyoruz. Dolayısıyla her şeyi sınıfsal eksende önümüze seriyor kitap. Emek sömürüsü ve ayrıcalıklı sınıfın ihtişamlı yaşamının ardında kaybolan, yok sayılan insanların gerçekliğini yüzümüze çarpıyor. Bizi o sütunların, takıların, heykellerin ihtişamından sıyırıp artlarındaki görülmeyen emekçilerin dramı ve zorlu koşulları ile yüzleştiriyor. Bunu mitoloji ile zenginleştirmesine ayrıca bayıldım.Eser anlaşılır bir dille yazılmış tarih, arkeoloji ve mitolojiyi en yalın haliyle okura sunuyor, herkes okusun çok isterim hatta herkes kesin okusun, bu kitabı okuyun. "Gerçek şu ki yoksulluk doğal da değildir kader de; yoksulluk bir uygarlık icadıdır." yazıyor arka kapakta, ne kadar doğru değil mi?
Ötekilerin Arkeolojisi
Ötekilerin Arkeolojisiİsmail Gezgin · Pinhan Yayıncılık · 20246 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Kibar,nahif, güçlü bir anlatı, yüreğime mührünü bırakan kitaplardan biri,derin ve dokunaklı bir metin. Taşların sesine kulak veriyoruz. Fransa'da bir ailenin üçüncü çocuğu engelli olarak doğar, göremez, konuşamaz, yürüyemez...Bu çocuğun tüm ailenin hayatını nasıl etkilediğini ve çocuğun gidişinden sonra varlığının sessiz izlerinin aile bireylerini etkilemeye nasıl devam ettiğini görüyoruz hatta ölümünden sonra doğan sonuncuyu bile... Olumlu birer anne baba figürü var, çocukları için ellerinden geleni yapan, obsesif bir ağabey,engelli kardeşine kendini adamış ve isyankar abla, engelli kardeşine umursamaz davranan ve sonradan doğan sonuncu, o da hiç görmediği ölen kardeşinin varlığı ve izlerini yüreğinde hissederek büyüyor.Zaman geçtikçe ailede bazı roller değişiyor, bazı şeylerin izleri ise insanın benliğine yapışıp kalıyor. Çok güzel anlatmış yazar, taşların çözülen dilinin fısıldadığı cümlelere bayıldım. Üç ayrı bölümden oluşuyor kitap: Ağabeyi, kızkardeşi ve sonuncuyu taşların ağzından dinliyoruz. Hacmi geniş değil ama içeriği çok şey barındırıyor. Aile olmayı, kardeşliği,engelli bir bireye aile olmayı, geçmiş yaşantılarımızın ömrümüzün geri kalanını nasıl şekillendirebildiğini çok güzel anlatmış. Yazarın dili ve üslubu çok iyiydi. İyi ki okudum.
Taşların Anlattığı
Taşların AnlattığıClara Dupont · İletişim Yayınları · 202442 okunma
312 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Sade, yalın bir dil, akıcı bir üslupla bir dostluk, büyüme,hayal etme,yazma hikayesi okumak üzere 2. Dünya Savaşı sonrası bir Fransız köyünde buluyoruz kendimizi.Agnes ile Fabianne 'nin yaşamlarına konuk oluyoruz.İki farklı karakter, iki yakın arkadaş. Fabianne kayıplar yaşamış,okulu bırakmış, hayvanlarıyla ilgilenen bir köylü kızı, oldukça zeki, hayatı daha derin daha olgun bir şekilde algılıyor. Agnes ise uysal, güzel,iyi huylu bir kız.Biz eser boyunca Agnes'in anlattıklarını dinliyoruz.Fabianne bir kitap yazmalarını öneriyor, o söylüyor Agnes yazıyor. Kitapta bebek ölümleri ile ilgili tedirgin edici, yaşlarının üstünde hikayeler var( gerçek ile uyumlu).Kitapta sadece Agnes 'in adı yazıyor ve kitap bir şekilde ses getiriyor.Agnes köyden ayrılmak ve zengin kızlarının gittiği bir okula gitmek zorunda kalıyor.Arkadaşına sadakat ile bağlı olan Agnes ondan ayrılığı için çok üzgündür.Aralarındaki ilişki mektuplar ile devam ediyor. Zamanla ikisi ayrı yerlere ve hayatlara sürüklenen kızların iletişimi bir süre sonra kopuyor.Biz Agnes 'in satırlarını okuyoruz ama kitabın gizli ve sessiz kahramanı Fabianne biraz da. Eserin arka perdesinde savaşın toplumda açtığı yaraları, toplumun kadına layık gördüğü yeri, evlat kaybını,sınıf farkını da görüyoruz. Kitap çok hızlı okunuyor, akıcı, ödüllü ama bazı şeyleri daha detaylı anlatabilirdi, aslında çok acı olaylar var ama hızlı hızlı geçmiş gibi geldi bana.
Kazkafanın Kitabı
Kazkafanın KitabıYiyun Li · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202449 okunma
176 syf.
·
Not rated
O Yazın Tanrısı, savaşı başka bir gözle görüp, diğer taraftan anlatan kitaplardan.12 yaşındaki Luisa'nın ailesi ile birlikte Nazi subayı olan eniştesinin çiftliğindeki yaşamına konuk oluyoruz, 1945 yılına ışınlanıyoruz.Luisa çok kitap okuyan,iyi gözlem yapan, akıllı bir çocuk.O yıl onun büyümek zorunda kaldığı yıl olacaktır çünkü bombalar eşliğinde, göçmenler ile birlikte, ilk aşkın gölgesinde,Naziler için çalışan bir baba, iğrenç bir enişte,iki ayrı fiyasko abla ile beraber, bazen dehşet ve çaresizlik bazen şaşkınlık ve hüzün dolu ;birçok travma ile kuşatılmış günler geçirmektedir.Ama asıl Luisa'nın hayatına düşen gölge savaşın yanı sıra başına gelen daha feci bir olaydan kaynaklanmaktadır. 2. Dünya Savaşı ile ilgili çok kitap okudum, daha iyilerini de okudum ama bunu da sevdim. İnsanın beyninde zamanla büyüyen,etkisini sonra gösterenlerden.İnsanı bir anda çarpmıyor ama ruhunda iz bırakıyor. İncelikli, güzel yazılmış bir eser ve iyi çeviri.
O Yazın Tanrısı
O Yazın TanrısıRalf Rothmann · Yapı Kredi Yayınları · 202132 okunma
Reklam
104 syf.
·
Not rated
Erkeksiz Kadınlar:İran edebiyatı, coğrafyasından ötürü genelde karanlıktır.Cok severim ama okurken hep yüreğim dağlanır. Bu kısacık eser ise masal tadında yazılmış, kadına dayatılan her şeye direnen,alegorik bir novella. Çok ağır şeyler var içinde ama bunu gerçeküstü bir şekilde anlattığı için insanın kalbine bıçaklar saplamıyor. Toplum baskısı,
Erkeksiz Kadınlar
Erkeksiz KadınlarShahrnush Parsipur · Can Yayınları · 202430 okunma
456 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 6 days
Llosa okumak her zaman bir keyif, külliyatını bitirmeyi hayal edebildiğim nadir yazarlardan. Julia Teyze de elimden bırakamadan okuduğum bir eser oldu. Bir büyüme, olgunlaşma, yazar olma ve âşık olma meselesini önümüze sunuyor. 18 yaşında radyoda çalışan, hukuk öğrencisi Marito ile Bolivya'dan gelen yeni boşanmış güzel Julia'nın doludizgin aşkına tanık oluyoruz. Yalnız Bolivya'dan gelen biri daha vardır ki onda Marito'nun hayatında önemli bir yer tutar ve onun radyo tiyatrosunda anlattıkları orijinalliği, merak uyandırıcılığı, akıcılığı ile müthiş bir okuma deneyimi ile sarıp sarmalıyor okuru. En merak uyandırıcı yerinde kesilen hikayeler zaman geçtikçe birbirinin içinde eriyor, birbirine karışıyor. Yazarın edebî dehasına da bu bölümlerde iyice şapka çıkardım. Eser bir yandan Marito ile Julia'nın hikayesini anlatırken diğer taraftan Pedro Camacho'nun radyo tiyatrosu için yazıkları ekseninde ilerliyor. Bizi 1950'li yıllarda Peru(Lima)'ya götüren eser ilişkileri irdelerken diktatörlüğün baskıcı atmosferini de hafif hafif solutuyor bize. Otobiyografik izler de taşıyan kitabı çok sevdim, Llosa mutlaka tanışılması gereken yazarlardan.
Julia Teyze
Julia TeyzeMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 202344 okunma
167 syf.
·
Not rated
·
Liked
Medusa çok güzel bir isim yayınevi için, kadın yazarları basacak olmaları ayrı, özel bir deneyim olacak Yalan Dolan ise çok iyi bir başlangıç. Muzip bir anlatı, esprili bir dil, kıvrak bir zekânın ürünü, keyifli, içten,cesur bir eser. Büyüme, kadın olma, yazar olma,kendini bulurken de özgürleşme öyküsü. Otobiyografik satırlar ile harmanlanmış, doğal ve lafını sakınmayan, akıcı,sade bir anlatım, dudağa tebessüm yerleştiren cinsten. Aslında hayatının her dönemi ile ilgili anekdotlar yazarak ilerlemiş yazar ama bunlar kopuk değil, birbirinin devamı gibi, bütünlüklü. Ben bu büyüme hikayesini keyifle okudum, sevdim.
Yalan Dolan
Yalan DolanVeronica Raimo · Medusa Yayınları · 202499 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yüzleşme, çok beğendim bir kitap oldu, elimden bırakmayı hiç istemedim, belleğime kazındı.Bir savaş hikayesi Yüzleşme ama aynı zamanda bir bekleyiş hikâyesi de.2. Dünya Savaşı sırasında Berlin'de yaşayan Katharina ile Ruslarla çarpışan Peter'in uzaktan kıyılan nikahla evlenmesi ile başlıyor. İzne gelen Peter ve Katharina iyi anlaşır. Peter cepheye döner, onu oradaki zorluklar ile mücadele ederken, karar verirken, tercih yaparken görüyoruz, tüm ağır koşullara tek dayanağı karısına duyduğu sevgi ve özlemdir. Katharina için ise beklemek oldukça zordur. Katharina da çok büyük bedeller öder, acılar çeker. Geçen zaman zarfında ikisi de büyük değişimler yaşarlar. İnsan olmayı, cepheyi, ağır koşulları, sevgiyi, savaşı başka bir gözle görmemizi sağlıyor kitap. Almanya'daki düzeni, güçlüyü, zayıfı, savaşın en yalın ve acımasız gerçeklerini önümüze seriyor, hem bizi onlarla hem de Peter ve Katharina'yı hayatla ve birbiri ile yüzleştiriyor. İkisinin yaşadıkları ile eş zamanlı ilerleyen kitap oldukça akıcı. Fazla diyalog okumayı sevmem ama bu eserdeki diyaloglar fazla olmasına rağmen, etkileyici ve yerli yerinde idi. Bu kitaba ba-yıl-dım. Yazarı Koloni adlı kitabını da çok beğenmiştim . İki kitapta farklı iki anlatım var, ikisi de çok başarılı.
Yüzleşme
YüzleşmeAudrey Magee · Delidolu Yayınları · 202414 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Öyle bir metin ki kalıplara sığmıyor,insana bunu yazan bir "harika" dedirtiyor. Dili espirili,ironik, bol bol güldürüyor ama arı gibi sokmayı da ihmal etmiyor.Aslında gerçekleri yüzümüze çarpıyor ama bunu gelecekten yapıyor, distopik bir Rusya'dan sesleniyor ama insanın en büyük ilkelliklerini de gün yüzüne çıkarıyor, en
Opriçnik’in Bir Günü
Opriçnik’in Bir GünüVladimir Sorokin · Can Yayınları · 202417 okunma
485 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.