Hayat oyunlarını gereğinden fazla ciddiye alan merhum, ölümü de aynı ciddiyetle karşıladı. Onun kadar ciddi olmayan biri, böyle bir durumda, hiç olmazsa baygılıkla yetinebilirdi. Coşkun öldü. Çünkü oyunlar, onun için bir ölüm kalım meselesiydi. Başka türlü yapamazdı:
Hayatını ve özellikle ölümünü büyütmek zorundaydı. Biz de şimdi kendisini ciddiye almak zorundayız. Çünkü merhum, güldürmeyi sevdigi kadar, aglatmayı da severdi.
Hayatın bir oyun, oyunların da hayatın bir parçası olduğu gerçeğini öğrettin. Gerek mizahla, gerek dramla okuduğum en değerli eserlerden bir tanesi.