En sevdiğin çiçekti sarı amber. En kısa zamanda zamanı denk düşürüp yanyana gelecektik, ya sen benim şehrime ya da ben senin şehrine. Şimdi bulutların arasında her yerde görüyorsundur beni. Her daim ben de seni hissedip göreceğim "kahve kokan kadın"Işıklar yoldaşın olsun..
29kasım Gizem'e..
Hiçbir şey sağlam kalmaz, hiçbir şey (bir ukalanın zihniyeti hariç) tastamam ve kesin değildir. Kusursuzluk, Varlığın en derinde yatan gizemli niteliğinin, o kaçınılmaz, marjinal kesinsizliğin inkârıdır sadece.
Beni güzel hatırla
Bunlar son satırlar
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
Yada bir yağmr sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
Beklide bir rüyaydım
Senin için..
Uyandın ve ben bittim
Beni güzel hatırla
Çünkü sevdim seni ben her şeyini
Biyopolitikanın anlamı bir yandan politika ile hayatın, kültür ile doğanın, soyutun alanı ile sorgullanmamaz olanın, Öte yandan da ahlakın alanı ile yasal eylemin arasında daima olumsal, daima kırılgan olan farkı görünür kalma yeteneğinde yatar.
Uyumakla uyanık olmak arasındaki bu biyolojik ve psikolojik fark, hayatımızdaki diğer davranışlar arasındaki farklılıklardan çok daha büyüktür. Uyanıkken düşünce ve duygularımızı çevremizde yaşayabilmek, çevremizi değiştirebilmek ve kendimizi koruyabilmek için kullanırız. Hayatını devam ettirmek uyumayan bir insanın en önemli görevidir. Böyle bir durumda insan, dünyasal gerçekliğe de egemen olan kanunların etkisi altındadır. Bunun anlamı, uyanıkken zaman ve uzay kurallarına sıkı sıkıya bağlı olmamız demektir.
Boykot bir ilke değildir. İlke haline gelirse eğer, bizzat kendisi dışlayıcı ve ırkçı olma riskini taşır. Bizim bu terime yüklediğimiz anlama göre hiçbir boykot bir bireyi, bir halkı ya da bir ulusu hedef almamalıdır. Boykot, bir politikayı ya da bu politikayı açık ya da örtülü bir şekilde destekleyen kurumları hedef almalıdır. Amacı reddetmek
değil, değişimi gerçekleştirmek olmalıdır.
Bak, dinle beni," dedi Furi. "Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim.."(Birden, Nürnberg'deki hastaneden kaçıp bu gamalı haçkentinin içinde kaybolduktan sonra, hastaneye geri dönüp sert, alaycı, sinir bozucu bir kahkaha atarak, "Sholom Aleichem, Doktor, onlar benden daha deli," diyen Tilda'yı hatırlamıştı.)... "ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... Üstelik böyle bir dünya çok cansıkıcı bir yer olur!