Bildiğin her şeyi göstermen gerekmez. Kibarlık değildir. Kaldı ki insanlar kendilerinden daha bilgili biriyle bulunmaktan hoşlanmazlar. Bu sinirlendirir onları. Doğru konuşarak onları düzeltemezsin.
Bir gülümseme, karşınızdaki insanın ruh halini iyiye doğru değiştirebilir ve insanların sizi kabullenmesini kolaylaştırır. Gülümseme en masum temastır.
Kusursuzluk, herkesin ulaşmak istediği bir şeydir. Fakat insanın kusurları, çoğu zaman bir alanda iyi olana ulaşmak için bir neden ve güç oluşturur. Çatlak yoksa ışığın girebileceği bir alan da yoktur.
Şimdi anlıyorum ki asıl mana, kişinin düşünceleriymiş. Asıl iç savaş ; ruhsal erozyonla mücadele etmekmiş. Asıl huzur ; güvenecek birilerinin olmasıymış. Tamam, mutlulukları birine bağlamak yanlış ama hiç kimse üzerinden mutlu olamamak da insanı öldürürmüş.
Zamanla iyi bildiğinizi düşündüğünüz konularla ilgili fikirleriniz değişebilir. Yaşadıklarınız aynı olaylara farklı bakmanızı sağlayabilir. Belki de canınızı en çok acıtan kişi sizin en iyi öğretmeninizdir.
Bir insanı tanımak için nasıl konuştuğuna, başkaları için ne söylediğine, öfkelenince ne yaptığına, ne seyrettiğine, ne okuduğuna bakın. Bunlar onun iç dünyasının en önemli aynalarıdır
Mükemmel olması gerektiğini düşünen insan, her zaman kendisinde mutsuz olacak bir şeyler bulacaktır. Mutlu olmak için hatalarınla, eksiklerinle, yapabileceklerinle kendini kabul et.
Bir çocuk, asla ama asla yaşadığı fiziksel ya da ruhsal acıları unutmaz. Ne olursa olsun, onun izleri kalır. Bunlar, bir yara iziyse onunla yaşar ve çoğu zaman utanır, gizler.