Haritasız ve dümensiz kalmış,gideceği limanı olmayan bir gemiydi.Kendini akıntıya bırakıp sürüklenmek,en azından hareket etmek,hayatta kalmak demekti ki içini acıtan şey de buydu;yaşamak
Kimselere gösteremediği küçük hıçkırıklarını delişmen yürek çırpıntıları ile bastırırken kalbi giderek daha dermansız atan,günleri sayılı bir adamın kafasında demlenen çılgın bir imgeler cümbüşüydü.
Ama hiçbir yere kök salamamıştı.Etrafındakileri memnun edecek kadar uyum sağlamış ama kendisi tatmin olamamıştı.Her zaman bir huzursuzluk hissiyle altüst olmuş,daima ötelerden gelen bir çağrıyı duymuş ve aşkı bulduğu ana kadar hep dolaşmış ve aramıştı.