Bütün bu korkunç değişiklik yalnızca şundan ileri gelmekteydi: Dmitriy artık kendine inanmaktan vazgeçmiş, başkalarına inanır olmuştu. Kendine artık inanmaz olmuştu: Yalnızca vicdanının sesine kulak vererek yaşamak ona güç gelmeye başlamıştı. Çünkü o zaman her sorunu, şimdiki zevk peşinde koşan, hayvanca duygular besleyen kişiliğinin arzularına tam tamına çelişik biçimde çözmek gerekecekti.
Buna karşılık, o da başkaları gibi yaşarsa, ortada çözülecek mesele kalmıyordu. Her sorun çözülmüş, hem de tam şimdiki hayvanca duyguları besleyen benliğinin arzularına uygun bir biçimde çözülmüş bulunmaktaydı.
Bir şey daha vardı sonra: Dmitriy vicdanının sesine göre davrandığı zaman, insanların ağır eleştirileriyle karşılaşıyordu. Çevresinde yaptığını o da yaptığı zaman, çevresindeki tüm insanların onayıyla karşılaşıyordu.