Dilek

Ağlamak...
O genç kız ki tanımıyor, bilmiyor, görmemiş, vücudundan açıklıkla haberi yok, fakat seviyor, bütün gençliğin sevdadan mahrum geçen ihtiyacıyla, bütün aşk kabiliyetinin hasretiyle seviyor. Onun ayaklarına atılmak, başını dizlerine koymak, gözlerini bir rüyanın şiirinde kaybalarak gözlerine dikmek, ellerini bütün hayatının bir kendini verme delili gibi ellerine bırakmak, sonra hazin fakat bahtiyar, gönlü kırık fakat mesut, yavaş yavaş, damla damla, sıcak yaşlada ağlamak isterdi.
Sayfa 87 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Reklam
Ah o genç kız! Ona ne vakit tesadüf edecek? Kimindir o küçük akıcı yüz ki hülyasının aynası üzerinden yakalanamayan bir renkle güya bir bulut parçası altında dalgalı, akıp gidiyor?
Sayfa 87 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Hakikatin daima hülyanın aşağısında kaldığını bilirdi, onun için o söyledikçe vicdanından gizli bir sesin, "Zavallı çocuk!" dediğini işitiyordu.
Sayfa 79 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
İnsandan insana iyi ki fark var...
- Elbette ... İşte asıl farkınız da o değil mi? O hakaretIere müracaattan seni engelleyen bir şey var ki onda yok.
Sayfa 72 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Bizi anlamıyor, haz etmiyormuş, o başka bir mesele, bunu mutlaka söylemeyi bir vazife sayıyorsa hakarete neden lüzum görüyor? Ben şiir söyleyecek olursam onu susmaya mecbur mu etmiş oluyorum? Ondan şairlik taslamayı yok edecek bir kuvvetim mi var? O da söylesin. Ben onun söyledikleri için bir şey diyor muyum? Ben onu küçük görmeye benzer bir şey yapıyor muyum? Beni bir lügat kitabından ne kadar küfre, küçümsemeye işaret eder kelime varsa toplayıp da Raci'nin yüzüne fırlatmaktan engelleyen bir şey var mı?
Sayfa 72 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Reklam
Dostluk...
İki arkadaş küçüklükten beri duygu ve düşünce ortaklığına o kadar alışmışlardı ki birbirlerinden birkaç gün ayrı kalsalar manevi bütünlüklerine eksiklik gelmiş zannederlerdi.
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Dilek tekrar paylaştı.
Şu fotoğrafı çektiğim yıla ışınlanmak belki düzeltir bazı şeyleri...💜
Kendi kendisine "Uyu zavallı çocuk, yeşil eski çuhalı yazıhanenin kenarında, karanlık çamurlu sokaklarda, küçük nazlı çocuğun daima esneyen yüzü karşısında geçen o eziyet ve sıkıntı saatlerinden sonra şu sıcak temiz yatağın içinde, aydınlık mai bir semanın elmas yağmuru altında, doğmasını beklediğİn ümit güneşini görmeye çalışarak, derin, uzun bir teselli uykusuyla uyu! " diye içinden bir ninni söyler gibidir.
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
.......odasına çıkar, elbiselerini öteye beriye iliştirir, hayatta alnına yazılı tek dinlenecek yeri olan yatağa girer.
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Fakat bu hayattan şikayetçi değildi. Çalışmak şimdi onun için adeta bir sinir hastalığı olmuştu, duramıyordu. Yalnız akşamları evine gittiği zaman yemek vaktine kadar minderin üzerine boylu boyuna uzanır, dinlenirdi.
Sayfa 55 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
4,870 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.