Günümüzdeki birçok insanın o dengeyi kurması için öğrenmesi gereken
Sevdiğim o akıl keskinliği Hoca'yı hemen "Kehanet bir soytarılıktır, ama aptallıkları etkilenmekte güzel güzel kullanılabilir." görüşüne getirmişti hemen . Anlattıklarımı dinlerken Hoca, vebanın ancak sağlık önlemleriyle geriletilebilecek bir felaket olduğunu doğrular gözüküyordu. O da benim gibi, Allah'ın felaketle olan ilişkisini inkar etmiyordu, ama dolaylıydı bu ilişki, bu yüzden biz ölümlülerde paçaları sıvayıp felakete karşı bir şeyler yapabilirdik ve bu Allah'ın gururunu hiç incitmezdi Hazreti Ömer de Ebu Ubeyde'yi ordusunu vebadan korumak için Suriye'den Medine'ye çağırmamış mıydı?
Sayfa 70Kitabı okudu
Beyaz kalede geçen bir cümlenin kırmızı saçlı kadını anımsatması
Kimi zaman Hocanın öldüğünü düşünürdüm kimi zamanda peşime takacağı adamları.(kırmızı saçlı kadında ustanın kuyuya düşmesinin ardından otobüste ve istanbula gittikten sonra cemin düşünceleriyle benzerliği fazlaca dikkatimi çekti)
Sayfa 68 - Yapı kredi yayınları, Venedikli köle veba salgını yüzünden hocanın evinden ayrıldıktan sonraKitabı okudu
Aynaya bakarken nasıl görünüşünü seyrediyorsa insan, kendi düşüncesinin içine bakarak da özünü seyredebilirdi.
Sayfa 51 - Hoca bir nevi benlik kaygısı çekerken kurduğu çıkış cümlesiKitabı okudu
Reader Follow Recommendations
İnsan arkadaşlarına seçebilir ama ailesini seçemezmiş, aileni kabul etsen de etmesen de onlar senin akrabandır, kabul etmediğin zaman a***l durumuna düşersin.
Sayfa 286 - jem'in, Alexandra halaya açıklamasıKitabı okudu
Oo, evet, neden numara yaptığımı soruyorsun? Çok basit, dedi. Bazı insanlar... Yaşam tarzımdan hoşlanmıyor. E, ben de cehenneme kadar yolunuz var diyebilirim, hoşlanıp hoşlanmamanız umurumda değil, diyebilirim. Hoşlanıp hoşlanmamanız umurumda değil diyorum demesine ama cehenneme kadar yolunuz var demiyorum anlıyor musunuz?
Sayfa 256 - dill, mahkemede kötü olduğu zaman; scout, dill ve bay Raymond arasındaKitabı okudu
Gündüz bile ışıkları yakmak zorundaydılar; döşeme tahtalarının üzeri her zaman ince bir toz tabakası ile kaplı olurdu. Bu bürolarda oturan insanlar kendi doğal çevrelerine uygun yaratıklardı: Küçük gri yüzlü erkekler vardı, yüzlerini hiç güneş ve rüzgar değmemiş gibiydi.
Sayfa 208 - Maycomb İlçe Adliyesi'ne dairKitabı okudu
Maycomb'da biri kafasında belli bir hedef olmadan yürüyüşe çıkarsa, onun belli bir hedefe odaklanamayan bir kafaya sahip olduğuna hükmetmek gerekirdi.
Sayfa 191 - Scout, Atticus arabayı çıkartırken düşünceleriKitabı okudu
bunu yapmayan yoktur herhalde başına gelince
Anladım, bir süre derin derin düşündüm, bir parça olsun onurumu koruyarak buradan ayrılmanın tek yolu tuvalete gitmekti, gerçekten tuvalete gitme gereksinimi duyduğum için gittiğimi sansınlar diye orada uzunca süre oyalandım.
Sayfa 176 - Scout Finch Cal'de kalmak isteyince anlıkKitabı okudu
Benim erişebildiğim, sakini olduğum bir ülkeye kayıtsızca dalı vermişti Imogen. Müziği oluşturan notaların, hatta bütün seslerin gözle görülebilen, renkli nesneler oldukları o ülkede sarsan adımlarla, beceriksizce ilerliyordu. Doğru dürüst şarkı söyleyememesi değildi sorun, doğru dürüst şarkı söyleyememesine hiç aldırmadan müzikalde boy göstermeye kalkışmasıydı. Öylesine detone oluyordu ki, ezgi bir dizi kireçtaşı tepesinin aşındırdığı bir dağ dizisi gibi keskin iniş çıkışlarla uzayıp gidiyordu. Evelyn'in omzumda olmayan kolunu hissederek büyük düete kulak verdim. Kraliçe arının sesine katılan sivrisinek vızıltısını Claymore'un sesinini duydum. Kafasız duyarsız kendini beğenmiş bir kadın. Ortak bilgisizlikleriyle kendini beğenmişliklerden ötürü birbirlerine çok yakışan bir çift olmuşlardı; sadece birbirinden kabul gören iki kişi. Adeta bir gözetleme deliğinden içlerine bakıyordum. Ruhuma çirkin bir avuntu sağlıyordu bu. Dinledim dinledikçe büsbütün kurtuldum.
Sayfa 155 - OliverKitabı yarım bıraktı
insan hayatın rengine güzelliğine neşesine sempati duymalı hayatın kederlerinden ne kadar az bahsedilirse o kadar iyidir
var olan her muhteşem şeyin arkasında trajik bir şeyler vardı dünya en sıradan çiçeğin açması için ne çok emek sarf ediyor
Sayfa 59Kitabı yarım bıraktı
"Ne halt ediyorum? Niçin böyle aptalca sözler söylüyorum?
-
Hayatta tabanlarını sıkı olarak basabileceği bir yeri olmalıydı.
İnsan dedikleri mahlukun bütün çirkef taraflarını artık gördüm.
-
Sayfa 234 - karbon kitaplar cep kitabıKitabı okudu
Ben ne sersem mahlûkum, yarabbi!"
-