SÜHA YILDIRIM

SÜHA YILDIRIM
@Diyalektik21
Sıkı Okur
Benim kadar ileri gitmek istemeyen hiç kimsenin beni gitmekten alıkoymaya hakkı yoktur.
Mülksüzler
Mülksüzler
ah, evet, ölüm, bütünlükten kaynaklanan o çeşitlilikle doludur - o çeşitlilik içersinde yeniden bir bütünde birleşmek için; ölüm, başlangıcın sürü bilgeliğiyle ve sonun bireye dönüşme bilinciyle doludur; bunların ikisini varoluşun tek bir ânında yoğunlaştırır, o an, artık aynı zamanda var olmama anıdır
Reklam
194 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 12 hours
Helen ve Arzu
Helen ve ArzuAlexander Trocchi
8/10 · 2 reads

Reader Follow Recommendations

See All
Bir saati şu ya da bu şekilde geçirmişliğin mazereti nedir? Eğer kişi, bir saatin sonunda maddi varlık üretmişse, o zaman o saat "harcanmamış" sayılır. Ama ya kişi yaşamaktan azıcık zevk alırsa? Ya kişi, yaşamanın kendisini önemli sayarsa? Batı Tanrısı ve Yahudi Tanrısı, hayattan nefreti mantıklı kılmak adına yaratılmıştır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Ah Freud, üzümlü kekim! Ne ettin bu modern yazarlara :)
Beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, sözcükler, sözcükler; fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin bana? Biliyorum, ondan sonra yine yalnız olacağım. Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.
Reklam
Yuh artık!!!!!! Ablacım bu kadar abartma :)
Hep senin etrafın- daydım, hep gergin ve hareketliydim; ama sen beni ancak cebinde taşıdığın ve karanlıkta sabırla senin saatlerini sayıp ölçen, yollarında sana duyulmayan nabız atışlarıyla eşlik eden ve senin acele bakışları- nın saniyelerin tik taklarının ancak milyonda birinde yöneldiği saatin yayının gerginliğini hissettiğin kadar hissedebiliyordun.
İlk başlarda insan tanrılara esirmiş. Bu esaretin zincirlerini koparmayı zamanla başarmış. Sonra kralların esiri olmuş. Fakat onların da zincirlerini koparmış. Bu sefer doğumunun, ecdadının, ırkının esiri olmuş. Bu zincirleri de koparması çok uzun sürmemiş. Bütün kardeşlerine, ne tanrıların ne kralın ne de diğer insanların elinden alabileceği haklara sahip olduğunu bildirmiş. Karşısındakilerin sayısı ne olursa olsun, bu hakkı kimsenin on- dan alamayacağını söylemiş. Çünkü sahip olduğu hürriyetini en tabii hakkı olarak kabul ediyor ve bu hakkın üstünde başka bir hak tanımıyormuş. Ve insan işte böyle asırlardan beri kanı ile sulanan hürriyetin eşiğinde durmuş.
Sayfa 101Kitabı okudu
Whuuuuuuuu
İnsanın hürriyetini yalnızca diğer insanlar elinden alabilir. Hür olabilmek için insan kardeşlerinden serbest olmalı. Özgürlük budur. Başka hiçbir şey değil.
Sayfa 101Kitabı okudu
İstediğimiz zaman el ele vere- cek, istemediğimiz zaman ayrı yollarda yürüyeceğiz. Ne de olsa herkes kendi ruhunun tapınağında yalnızdır. Bırakın herkesin içindeki bu mabet dokunulmamış, lekelenmemiş olarak kalsın. Bırakın insanlar istedikleri zaman el ele versinler fakat yalnızca kutsal mabetlerinin eşiğinden ötede. "Biz" kelimesi, kişinin tercihi olmadığı sürece ve ikinci sırada olmadığı sürece kullanılmamalıdır. Bu sözcük insanın ruhuna ilk kelime olarak yerleşmemelidir yoksa bir canavar haline gelir; dünyadaki bütün kötülüklerin, insanın insana ettiği eziyetin, korkunç bir yalanın kaynağı olur. "Biz" kelimesi, insanların üzerine serpilmiş kireç gibi, ku- ruyup taş kadar sert olur ve altındaki her şeyi tuzla buz eder ve beyaz ve siyah olan her şey kirecin griliği içinde boğulur. Ahlaktan yoksun kişilerin, iyi insanların erdemine ve güçsüz- lerin, muktedir insanların kuvvetine el uzatmasını; ahmakların, düşünen kafaların irfanına ortak olmasını temin eden şey bu "Biz" kelimesidir. Bütün eller, en kirlisi bile uzanabilecekse saadetimin ne kıymeti olabilir? Aptalların bile bana emir verebildiği yerde aklımın ne kıymeti olabilir? Sefil ve güçsüzler de dâhil olmak üzere bütün yaratıkların tahakkümü altında kalan hürriyetimin ne kıymeti olabilir? Yalnızca boyun eğecek, kabul edecek, itaat edeceksem hayatımın ne kıymeti olabilir? Ama bu çürümüş düzen artık yetti. "Biz" canavarıyla, bu serfliğe, yağmalamaya, sefalete, ya-
Ben de başkalarının hedefledikleri sonlara ulaşmaları için kullanacakları bir vasıta değilim. Onların hizmetine sunulmuş bir araç değilim. Onların ihtiyaçlarını karşılayan hizmetkâr değilim. Yaralarını saran bandaj değilim. Sunaklarındaki kurban değilim.
Reklam
Büyüleyici bir farkındalık
BEN VARIM. DÜŞÜNÜYORUM. VAR OLACAĞIM. Benim ellerim... Benim ruhum... Benim göğüm... Benim ormanım... Benim dünyam... Bunlardan başka ne söyleyebilirim ki? Sözcükler bunlar. Cevap bu. Burada, dağın zirvesinde ayakta duruyorum. Başımı göğe kaldırıp kollarımı açıyorum. Bu, benim vücudum ve ruhum, bu bütün araştırmalarımın neticesi. Etrafımdaki şeylerin anlamını bilmeyi dilemiştim. O anlam benim. Var olmanın bir ispatını bulmak istiyordum. Var olmak için ispata ihtiyacım yok, varo- luşum için bir onay sözcüğüne ihtiyacım yok. İspat da onay da bizzat benim.
497 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.