Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emine Demirbaş

Emine Demirbaş
@Dmrbsemine
361 syf.
·
Puan vermedi
Od
Odİskender Pala
8.7/10 · 41,7bin okunma
Reklam
Bugünün toplumunda giderek artan hayal kırıklığının esas so­rumlusu yükseltilmiş fantaziler değil, bilakis daha yüksek bek­lentilerdir...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kapitalizm çıplak yaşamı mutlaklaştırır. İyi yaşam onun telos'u değildir. Biriktirme ve büyüme zorlaması tam da, mutlak bir ka­yıp olarak görülen ölüme karşıdır. Aristoteles için saf sermaye edinimi, iyi yaşamı değil sadece çıplak yaşamı dert edindiği için alçaktır: "Buna göre bazı insanlar bunu ev idaresinin ödevi ola­rak görür ve devamında kişinin ya elindeki serveti koruması ya da sınırsızca çoğaltması gerektiği görüşünü savunurlar. Bu dü­şüncenin temelinde gayretle yaşama çabası vardır, iyi bir yaşam sürdürme çabası değil."
Çalışma ve çıplak yaşam birbiriyle yakından ilişkilidir. Ölümün negatifliğine verilen tepkilerdir ikisi de. Çıplak yaşamın savunu­ su bugün iyice şiddetlenerek sağlığın mutlaklaştırılması ve fetiş­leştirilmesine dönüşüyor. Modem köle sağlığı bağımsızlığa ve özgürlüğe tercih eder. Nietzsche'nin sağlığın kendi başına bir mutlak değeri temsil ettiği "son insan"ına benzemektedir bu ha­liyle. Bir "büyük tanrıça" mertebesine yükseltilir: "Sağlığa hür­ met edilir. 'Mutluluğu icat ettik' der son insanlar ve göz kırpar­lar."8 Çıplak yaşamın kutsandığı yerde, teoloji terapiye boyun eğecektir. Ya da, terapi teolojikleşir. Çıplak yaşamın performans kataloğunda ölüme yer yoktur. Ama kişi köle kaldığı ve çıplak yaşama dört elle sarıldığı sürece, efendiye tabi kalmaya devam eder: "Oysa, bir hırsız gibi sinsice yaklaşan - ama yine de bir efendi gibi gelen o sırıtan ölümünüzden hem mücadele edenler hem muzafferler eşit derecede nefret eder."
Reklam
Günümüzde aşk bir haz formülüne dönüştürülerek pozitif l eştiri­liyor. Her şeyden önce hoş duygular uyandırması bekleniyor. O artık bir olay örgüsü, bir anlatı, bir drama değil, herhangi bir so­nuca yol açmayan bir coşku ve uyarım sadece. Yaralanmanın, aniden gelişin veya düşüşün negatifliğinden bağımsız. Aşka düş­mek fazlasıyla negatif sayılıyor. Oysa aşk tam da bu negatiflikten oluşur: "Aşk bir imkan değildir, bizim inisiyatifimize bağlı de­ğildir, bir temeli yoktur, bize aniden gelir ve bizi incitir."8 Her şeyin mümkün olduğu, her şeyin inisiyatif ve projeden ibaret ol­duğu, Becerebilme'nin egemenliğindeki başarı toplumunda ise incinme ve tutku olarak aşka geçit yoktur.
BAŞARI TOPLUMU yasaklar getiren ve -meli /-malı 'yı uygulayan disiplin toplumunun aksine, becerebilmek anlamına gelen -ebi­ lir /-abilir yardımcı fi ilinin egemenliği altındadır. Üretkenliğin belirli bir anından itibaren, -meli/-malı hızla sınırına dayanmış­ tır. Üretkenliğin artırılması için -ebilir /-abilir ile ikame edilmiş­ tir. Motivasyon, inisiyatif ve proje çağrısı, sömürü açısından kır­ bağaçlardan ve emirlerden çok daha verimlidir. Kendi kendinin gi­rişimcisi olan performans öznesi, emir veren ve sömüren bir baş­ kasına tabi olmadığı ölçüde özgürdür ama gerçekten özgür de­ğildir, çünkü artık kendi iradesiyle kendi kendini sömürmektedir. Sömüren sömürülendir. Kişi aynı anda hem faildir hem kurban. Kendi kendini sömürü başkasının sömürüsünden çok daha ve­rimlidir, çünkü bir özgürlük duygusu eşliğinde iş görür. Bu saye­ de, tahakkümsüz sömürü mümkün olur.
Başkayı başkalığı içinde tanıma ve bu başkalığı teslim etme becerisi yoktur. Sadece kendini bir şe­kilde yeniden tanıyabildiği yerlerde anlam vardır. Her yerde ken­ di gölgesinin peşinde bata çıka ilerler ve nihayetinde boğulur.
Depresyon narsisist bir hastalıktır. Depresyona yol açan şey, aşın abartılı, hastalıklı bir şekilde çarpıtılmış bir "kendini ref e rans al­ ma"dır. Narsisist-depresif özne kendinden bitap düşmüş, yıpran­ mıştır. Dünyasız kalmış, Başka tarafından terk edilmiştir. Eros ve depresyon birbirlerinin karşıtıdır
248 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.