Muhammed Ali Demirci

Antik dünyanın en büyük tarihçilerinden biri olan ve MÖ beşinci yüzyılda yaşayan Yunanlı yazar Thukydides'in sözle­ riyle, "Akdeniz halkları zeytin ve asma yetiştirmeyi öğrenince barbarlıktan çıkmaya başladılar."
Reklam
Muhammed Ali Demirci

Muhammed Ali Demirci

, bir kitabı okumaya başladı
Altı Bardakta Dünya Tarihi
Altı Bardakta Dünya TarihiTom Standage
8.6/10 · 753 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
268 günde okudu
Kutsalın Dönüşü
Kutsalın DönüşüAli Köse
9/10 · 20 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sekülerleşme kavramı genelde iki şekilde kullanılmaktadır: Birinci kullanım, dinin daha dünyevî hale getirilmesine işaret ederken; ikincisi, dine uygun olmayan çağdaş gelişmelere işaret eder. Her iki kullanımda da kavrama ideolojik bir yükleme yapıl- maktadır. Birincisinde, sekülerleşme olgusuna dinî çevrelerden itiraz gelmektedir. Çünkü onlara göre sekülerleşme, dine karşı olan kültürel ve toplumsal unsurlara verilen bir ödündür. İkincisinde ise bu kez dine karşı olanlar seslerini yükseltmektedirler. Onlara göre de din, modası geçmiş, tarihte kalmış ve baskıcı bir kültürel sistemdir. Dolayısıyla, her iki kullanımda da sekülerleşmenin dine düşman bir süreç olarak algılanması söz konusudur
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
din, yoksulluğun ve ıstırapların bir sonucudur. Din, talihsiz insanların aldığı derin bir nefestir. Ama aynı zamanda kitlelerin afyonudur. Din, tam bir yabancılaşma formudur (Calvez 1969: 55). İnsana yanıltıcı bir mutluluk veren dini ortadan kaldırmak insanın gerçek çıkarına olacaktır (Marks 1961b: 379).
Sayfa 272Kitabı okudu
"Bugün Amerikan Rüyası'nın seküler fikirleri kilise dinine sin- miştir. Kiliselerin Amerikan toplumunun geneli veya sosyal grupları, sosyal sınıfları ve bireyleri için ifa ettiği kültürel, sosyal ve psikolojik fonksiyonlar, kilisenin bulunması gereken gelenek- sel konum dikkate alındığında, dinî olmaktan çok seküler olarak tanımlanabilir
Sayfa 271Kitabı okudu
kiliseler orta ve üst sınıfla özdeşleşmiş, bunun karşılığında işçi sınıfı da kilise karşıtı bir konum almıştır. On dokuzuncu yüzyılın sonunda işçi sınıfı sosyalizme yönelmiş ve o dönem Avrupası'nda çoğu sosyalist lider ve eylemci ateizmi seçmiştir. Sosyalist partile- rin sekülarist politikaları, işçileri kiliselerden uzaklaştırmıştır.
Sayfa 270Kitabı okudu
Özellikle sosyal bağların yok olması başta olmak üzere, bu tes- pitler, görünmez bir toplumsal sekülerleşme sürecine dikkat çeker. McLeod tarımsal kapitalizmden, kırsal kesim proleteryasından ve bu kesimin farklı kesitleri arasında giderek artan yabancılaşmadan söz eder. Şehir hayatının endüstrileşme, göç, yoksulluk ve sınıf düşmanlığı ile getirdiği köksüzleştirici ve kişiliksizleştirici ruhu anlatır. İşçilerle işverenler arasında yaşanan çatışmalar kiliseler- deki, cemaatlerdeki uyumlu ilişkilere zarar vermiştir
Sayfa 270Kitabı okudu
Berger, The Sacred Canopy (Kutsal Şemsiye) isimli eserinde Batı'nın dinî geleneğinin kendi içinde sekülerleşme çekirdeğini barındırdığını belirtir ve bu konuda Weber'in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu isimli eserinde ortaya koyduğu tezi takip ederek modern dünyanın oluşumunda Protestanlığın oynadığı önemli rolün altını çizer (Berger, 1967: 110-111;
Sayfa 266Kitabı okudu
Reklam
Toplumsal sekülerleşmeyi gerçekleştiren sosyal değişimlere rasyonel bir süreç eşlik etti. Öyle ki bu süreç, ekonomiden sosyal yaşantıya kadar her alanda kendini gösterdi. Hatta din bile bu süreçten nasibini aldı ve kendisini rasyonelleştirmek zorunda hissetti. "Çoğulcu Pazar" ortamı, dinî kurumları mal ve geleneklerini pazarlamaya zorladı. Sonuca ulaşmak için de sosyo-dinî yapılar bürokratikleştirildi, din adamları profesyonel hale getirildi (Berger 1963 ve 1967: 137-148).
Sayfa 266Kitabı okudu
Hıristiyanlıkta da aşkın bir Tanrı inanışı olmasına rağmen, Tanrı'nın Hz. İsa'nın bedeninde tecessüm etmesi, teslis doktrini, melekler ve azizler, Hz. Meryem'i şefaatçi ve Hz. İsa'yı kurtarıcı görmek gibi inanışlarla birlikte dünya tekrar mitolojik bir karaktere büründürüldü.
Sayfa 267Kitabı okudu
Toplumsal sekülerleşmenin neden olduğu kutsal ve seküler kutuplaşması aşağıda belirlediğimiz şu değişimler sonucunda ortaya çıkar: 1. Geleneksel toplumun yerini karmaşık, yararcı ve modern toplum alır. 2. Büyüsel ve dinsel yönelim, yerini, rasyonel ve deneysel yönelime bırakır. 3. Kutsal evren anlayışının yerinde artık kurumsal ideolojiler vardır. 4. Umulmadık büyüsel güçlerin yerine, bilinebilir ve kontrol edilebilir eylem ve durumlar geçmiştir. 5. Geleneksel değerler yerine seküler hukuk geçerlidir. 6. Ahlakî davranışlar yerini yasal davranışlara bırakmıştır. 7. Dinsel etiğin yerinde teknik kontrol vardır. 8. Küçük grup yapısı yerini büyük toplumsal yapıya bırakır. 9. Kapsamlı bireysel ilişkilerin yerini bürokratik ilişkiler alır. 10. Birbirini bilerek ve yüz yüze ilişki kurarak gerçekleştirilen sosyal rollerin yerine birbirini tanımayan insanların oynadıkları sosyal roller geçer. 11. Duygusal ilişkilerin yerini resmî ve yararcı ilişkiler alır. 12. Yaygın sosyal ilişkiler değil, sınıfsal ayrımlara dayalı ilişkiler revaç bulur. 13. Küçük çaplı işyeri ve büroların yerini büyük fabrikalar alır. 14. Resmî ideolojiye sahip dinî kurumlar, yerlerini sivil dinî kuruluşlara bırakır.
Sayfa 265Kitabı okudu
"Toplumsal sekülerleşme cemaatin dinî sembollerinin ve kaynağını çoğunlukla dinden alan ahlak anlayışının gerilemesi ve sosyal kontrolün dinî-ahlakî semboller yerine çıkarlara dayalı hale gelmesidir."
Sayfa 263Kitabı okudu
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.