Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Semerkand ile diline aşina olmuştum. Bu kitap da Semerkand gibi değil hafif bir kitap. Az karakter olması ve olayların hızlı gelişmesi bir çırpıda okunmasına yardımcı oluyor. Her ne kadar fantastik bir olay olsa da gerçek olması muhtemel bir durum. Bu dünyada hele şaşırmak çok güç bu durumun da gerçekleşmesi. Evet kitapta bir madde sayesinde herkes erkek çocuk sahibi oluyor. Ve kadın nesli tükenme noktasına geliyor ve kargaşa dünyaya hakim oluyor. Kısaca böyle özetlemek mümkün. Ama yazarın yarattığı karakterler çok hoşuma gitti. Son olarak da bunu ekleyerek uzun süre sonra bitirdiğim ilk kitabın incelemesini tamamlıyorum.
Affediyorum. Gerçekten affedecek bir şey olmadığı zamanlarda, affetmek kadar kolay bir şey yok. Sen af dileyecek bir şey yapmadın. İnsanlar içinden geldigince hareket ederler, hiç kimseden bundan fazlasını bekleyemeyiz.
“Ara sıra "sadakatsizlik" etmesinin ne önemi var, sadakatsizlik bile sayılmaz bu, çünkü ikiniz aynı yolda yürüyorsunuz ve o yalnızca bu yolda biraz sola kayıyor; senin en derin acının içine en derin mutluluğu da akıtmaktan vazgeçmeyen bu "sadakatsizliğin" ne önemi var, benim sonsuz bağlılığımın yanında bu "sadakatsizliğin" ne önemi var!”
"Bana öyle geliyordu ki, ben şimdiye kadar kendimi tanımamıştım. Şimdiye kadar tasarladığım haliyle dünya, değerini yitiriyor, geçersizleşiyordu; gecenindi söz; dünyanın yerine gecenin karanlığı hüküm sürüyordu."