Devletim ve Milletim ile alakalı karamsarlığa kapıldığım zamanlarda Fransa kralının annesinin yardım isteğine Kanuni Sultan Süleyman’ın yanıtını okurum.
“Ben ki, sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Diyarbakır'ın ve Kürdistan'ın ve Azerbaycan’ın ve Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân'ın torunu, Sultan Selim Hân'ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım. Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)’sun.
............................“
Dış politikada ihtiyacımız olan şey icazet peşinde koşmak değil tarihimizden aldığımız güç ile azametimizi ortaya koymaktır. Allahım Sen bizleri atalarımıza layık kıl, eski günlerdeki gibi gücümüze güç kat. Amin.
