...albayım; alay ederler benimle diye korktum. Oysa, kolayı vardır: Herkesin yüzüne bakıp gülümsersin aptallar gibi. Onlar seninle alay mı ediyor, sen de kendinle alay ediyor... muş gibi yaparsın.
Kim bilir ne düşünüyorum? Insan beş buçuk yaşında ne düşünür ki? Maziyi düşünmez herhalde henüz. Hatırlamakla zehirlemez aklını. Olup bitmişle değil olacak olanla ilgilenir.
Çünkü suç saklansa da suçluluk kalır. Yastığın üzerinde uykusuzluk lekesi ,kalpte kimliği meçhul ağrı ,kursakta bekleyen taş gibi kalır. Bende de kaldı.
Ne aşk, ne ayrılık acısı, ne de arada bir kapımızı zorlayan başıbozuk varoluş sancıları ,hiçbiri bir yarın olmayışının ruhta açtığı gediğin yanına bile yaklaşamıyor.
Gittikçe büyüyen, büyüdükçe eriyen bir kartopu misali yuvarlana yuvarlana yaşayıp giderken, bunu idrak edemiyor insan. Öldüğünde ise zaten geç kalmış oluyor.
Öte yandan yaşarken hayatı sevdiğimden de haberim yoktu .Bir ayağımın çukurda olduğunu öğrenince anladım .Meğer seviyormuşum ya da ne bileyim biraz daha vaktim olsaymış sevecekmişim .Hani sanki tam ben sevecek gibi olmuşum da öleceğim tutmuş.