Defne Derin

Defne Derin
@Drndfn
Okur
Bir şeyi çok fazla isteyen insanları parmağında oynatan çok olur.
Sayfa 191
Reklam
Sanki bir çiçek vardı. Zor bir çiçek. Gömüldüğü yeri beğenmediği için açmayan bir çiçek. Ve biri vardı. O çiçeğin açmasını sabırsızlıkla isteyen biri vardı. Bu yüzden arazinin her yerini deşmişti. Boşluk boşluk etmişti. Yine de çiçek arazide sevdiği bir yer bulamayıp solmuştu. İçim boşluk boşluk olan o araziydi. Acı çekiyordum. Daha da kötüsü, acı boşluklardan gelmiyordu. O çiçeğin soluşundan derin bir acı duyuyordum.
“Kopmuş kelebek kanadı, savruluverdi gökyüzünden, tırtılın ilk aşkı olan Toprağa. Acıdan kavruldu Toprak, ufala ufala bin parçada ufaldı Toprak. Kalsaydı dedi yanımda, ben yaşatırdım onu içimde. Gerçi o da farkındaydı, tırtılı Gökyüzünü gördüğü an kaybetmişti. O tırtıl ki kendisi için karanlıkta yaşarken, Gökyüzü için ölmeye razı gelmişti. O tırtıl ki Gökyüzüne kavuşabilmek için kanatlanmıştı. Bu yüzden yeşermeye devam etti. Tırtılsız. Nasılsa dedi Rüzgar’a Romeo’nun ilk aşkı Roselina’yıda kimse hatırlamaz!”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
٨ Yılbaşından yüz doksan beş gün sonra rüyamda nilüfer çiçeklerini gördüm. Tohum annem, onun bir su bitkisini söylerdi. Nilüfer çiçeği bataklıkta veya çamurlu arazilerde ortaya çıkar ve çiçek açtığı zaman çamurdan dışarı doğru yükselirmiş. Ayı gördüğünde çiçeğin yaprakları kapanarak çamurlu suyun altına geri çekilirmiş. Güneşi gördüğünde ise en ufak bir lekelenme olmadan suyun üzerine geri çıkarmış. Ölümlerle büyürmüş. Rüyamda bir kan gölünün ortasında açan bembeyaz bir nilüfer çiçeği gördüm. Bu çiçek ne olursa olsun ölmeyecekti.
Yaptığı hiçbir şey anlaşılmıyordu. Daha dürüstçe söylemek gerekirse, yaptığı hiçbir şey anlamlı değildi.
Sayfa 141 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam