"hem yaşanmış bir hikaye gibi sahici, hem de bir efsane gibi tanıdık"
Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı oldu.
Yazar aklımda Ermeni lobisine destek veren, milli değerlerimize sahip çıkmayan biri olarak önyargılı bir şekilde senelerce zihnimde durdu. Şimdi anlıyorum ki biz doğu toplumları oldukça ön yargılı "tepkisel" kişilikleriz. İlk önce bunu kendi ruh dünyamda değiştirmem gerektiğininde farkındayım.
Orhan Pamuk bizim bir değerimiz ve bugüne kadar okumamış olmam da benim ayıbım.
Parantez içinde yazılı ilk cümle (kitabın son sayfasından) eseri tam manasıyla özetlemektedir. Yazar Firdevsinin şehnamesindeki Rüstem ile Sührap ve Sophoklesin Oidipus sentezi bir kurguyla kalitesini açıkça göstermiş.
"Biz bunca meşakkate, alkış uğruna katlanmadık. Halis niyetimiz, rıza-yı ilahidir." diyerek, bir gün sonra merasimle girmesi gereken şehre, gece vakti yanına sadece birkaç kişi alarak girdi. Bir sandalla karşıya geçti ve gizlice saraya yerleşti.
Bugün her gittiği yerde de tantanalı merasimlerle, adeta "Mısır Fatihi" gibi karşılanan, daha doğrusu kendini karşılatanları ve alkışlatanları düşünüyoruz da, aradaki korkunç devlet adamlığı farkını görüyoruz...