Okuduğum en iyi kitaplardan biriydi... Okuyan herkesi olduğu gibi beni de etkileyen o şahane bölüm:
"Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor."
Seyir toplumu, merak, hırs, acı ve daha fazlası... Güçsüzün güçsüzlüğünden yararlanan, hurafelere inanan, bunu görmek için zamanlarını ve paralarını harcayan ve başımıza bir iş gelir diye haksızlık karşısında sessiz kalan hatta haksızlığa ortak olan günümüz insanının kitabı Beni Kör Kuyularda..
Kitabın isminin tıpkı kitaptaki gibi acılı bir babanın şiirinden alınması ve karakter isimlerinin de bilindik bazı olaylara işaret etmesi, kitapla ilgili sevdiğim detaylardan oldu.
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,3bin okunma
Kadın erkek ilişkileri, çocukluk travmaları, cinsellik, narsizm, ayrılık, psikoterapi gibi pek çok konuda yazarın köşe yazılarından ve makalelerinden derlenmiş bir kitap. Günlük dilde yazılmış, terimlerden uzak kolay bir okuma sağlıyor.
Siyah Bir Ünlem, Anlamak ve Anlatmak Üzerine, Narsizm Üzerine bölümleri en sevdiğim bölümlerinden oldu.
Yazarla tanışma kitabım oldu Günden Kalanlar. Sade bir anlatımı ve güzel bir konusu var. Bu yüzden okurken su gibi akıp gidiyor. Kitapta karakterler ve duygular çok iyi işlenmiş, okurken gözüme batan veya rahatsızlık duyduğum bir şey olmadı.
Kahramanımız İngiltere'nin görkemli malikanelerinin son döneminde,önemli bir malikanede başuşak. İş disiplini onun için oldukça önemli. Hayatını işine adamış ve bu uğurda bir ömür harcamış. Vakur bir başuşak olmak en büyük hedefi.
Ev sahibinin o dönem için önemli bir kişiliği olması sebebiyle, 1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında, bu malikane ve dolayısıyla kahramanımız,önemli insanlara ve toplantılara hizmet etmiş. Meslek hayatını anlatırken aslında derinlemesine olmadan o dönemi de okuyoruz.
İşvereninin ölmesi, evin yeni sahibinin Amerikalı bir beyefendi olması ve aradaki büyük kültür farkı kahramanımızı derinden etkilemiş. Belki bu farklılıktan, belki artık ilerleyen yaşından ötürü işinde hatalar yapmaya başladığını düşünüp kendini ve mesleğini sorgulamak adına çıktığı birkaç günlük yolculuk boyunca okuyoruz bütün bu hikayeyi.
Keyifli okumalar...
Günden KalanlarKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20195,3bin okunma
Dünyaya gelmek bizim seçimimiz midir? Ya da bir çocuğu dünyaya getirmek, onun yaşamasına veya daha doğmadan ölmesine karar vermek bizim elimizde midir? Daha doğrusu haddimiz midir? Sahi onu ne için isteriz? Ne için doğururuz, ya da daha doğmadan hayatına son vermeye karar veririz? Biz kimiz? Onun sahibi mi? Birilerinin evladı olsun, kardeşi olsun,
