Penceremi sana ayarlamıştım
Sözüm senden alıyordu büyüsünü
Günü sana bölmüş geceyi seninle çarpmış
Seninle büyütmüştüm ömrümü
İyiliğim de sendin kötülüğüm de.
Ben çok yoksul kalacağım, çok..!
Evlenme dedim de aklıma geldi, Mariya; haberin var mı..? Şu ünlü “herkesin teyzesi” Anya mihailovna, kimseye söylemeyeceğime benden söz alarak, bir sır açtı; seni evlendirmeyi düşünüyorlarmış. Hem de kime vereceklermiş, biliyor musun..? Prens Vasiliy’in oğlu Anatol’a. Bu delikanlıyı zengin, kibar bir kızla evlendirip adam etmek istiyorlarmış, hısım akrabası sende karar kılmışlar. Bilmem sen bu işi nasıl karşılayacaksın ama haber vermeyi kendime bir görev bildim. Dediklerine göre, oğlan pek yakışıklıymış, sonra pek de hovardaymış. Bütün öğrenebildiğim bu kadar..!
Her türlü haltı yiyor, yapmadık bişey bırakmıyor sonra düzeltmesi ve adam etmesi için evlendirelim. Biz uğraşamıyoruz, altından kalkamıyoruz bıktık usandık ama evleneceği kız adam etsin. Senin adam edemediğini düzeltemediğini elin kızı nasıl düzeltsin,nasıl altından kalksın.. Evlenirken mutlu olacağını zanneden ya da yeni bir hayat kuracağını düşünen kişiye hayatı zindan edecek, asacak, kesecek, parçalayacak.. Yetiştirirken neden terbiye etmedin, neden sahip çıkmadın ya da elinden geleni yapmadın.. Umrunda bile değil, baktı baş edemiyor evlendirelim gitsin belki düzelir… Bu nasıl anlayış ya da hayat düzeni anlayamıyorum gerçekten..!
Bence öldü. Hissedenler hissediyor, görenler görüyor, duyanlar duyuyor ama bide bütün bunlara kayıtsız kalanlar var işte.. İnsanlığın ve kelimelerin bittiği yer orası ..!