Aşık olmaktan, hakikaten ve deli gibi sevmekten korkuyordu. Elinden gelse bu tehlikenin önüne geçmek için kıza daha başka muamele ederek onu kendinden uzaklaştıracaktı.
Şurada gördüğüm genç kız, bana, daha dünyaya gelmeden, daha dünyanın, daha kainatın teşekkül ettiği sıralardan tanıdığım birisi gibi geldi. Sana nasıl ilk görüşte deli gibi aşık oldum, yanıyorum, tutuşuyorum!' gibi laflar mı söyleyeyim? Fakat işin tuhaf yanı bunlardan başka da söyleyecek bir sözüm yok. Hatta burada seninle nasıl durup çene çaldığıma hayret ediyorum. Bundan sonra ömrümün bir dakikasını bile ondan uzakta geçmesi benim için ölüm demektir. Demin pek gökleri çıkardığım ölüme şimdi müthiş bir şey gibi bakmama da hayret etme, ne diye mi hayretmeyeceksin?... Onu bir kere gözden kaybedersem ölünceye kadar ömrüm yalnız aramakla geçer; ve herhalde bu müddet pek kısa olur... Onu bir daha hiç görmemek ihtimali en feci ve maalesef en akla yakın olanı.
Belki kadar kesin
ve keşke kadar imkansız
birbirimizden uzaklaşmamız
kırılsak da tırnak uçlarımıza kadar
kırılırız elbet bunu gerektirir yaşamak.
Ben zaten sana ilk baktığımda anlamıştım
içime bakmıştın önce bayılacağımı sanmıştım
dünyayla aramda geçmişim vardı o ara
tupup ellerimi sıkıca saracağına inanmıştım.
Belki şimdi bir uçurumun kenarından geçiyoruz
sallanıyoruz belki arada bir çeşit deprem oluyor
kızıyoruz birbirimize kırılıyoruz inciniyoruz
ama biliyoruz uzak gibi olsak da biz aslında yan yanayız.
Belki kadar kesin
ve keşke kadar imkansız
birbirimizden uzaklaşmamız...