Dost kim? Düşman kim? Önce kimden kurtulmalı?
Bu bıçak. O bıçak. Neresi keskin tarafı?
Kimin canı yanmalı? Bu canı kim almalı?
Kızıl Tilki. Küçük Tilki. Hani nerede bunun ilki?
Yuvada yak ateşi. Söndür güneşi.
Tilki mi seçer ölmeyi? Ölüm mü tilkiyi?
–Kalbin göğüs kafesinin içinde diye kırılmıyor mu ki?
–Kırılır, kalp bu.... Ama kırılabilmesi için ona dokunmak gerekmez mi?
–Gerekir
–Herkes de dokunamaz öyle insanın kalbine. Ben kırmışım mesela seni. Dokuna bilişim demek ki kalbine. Hem bir lütuf hem de bir ceza bu.
–Üzdüm mü ben seni?
–Beni çok şey üzdü ama sen bunlardan biri olmadın hiç.
–Hiç mi?
–Hiç,
–Acıdı, dedin ama sabah.
–Her acıya üzülür mü insan?
–Üzülmez mı?
–Acısını bile sevdiren vardır bazen....
–Acıtıyorsa sevme Aral, iyi gelmiyor demek ki.
♡