Selahattin Demirtaş'i okuyor olmaktan kimseye izahat vermem gerekmiyor.. Ki onunla aynı siyasi kanaate sahip olmasam da okurum.okumadan anlayamam. Bir önceki kitabı Devran i da okuyup çok etkilenmiştim. Özellikle Ardiye adlı hikaye , gelip bir yumru olup oturmuştu kalbime. Yazar kitaplarında propaganda yapmıyor zaten. Misal batıda doğup büyümüş bir göçmen ailesi çocuğu olarak bana, benim bakamadigim, görmediğim yerden anlatıyor hikayelerini. Ve o hikayeler benim kalbime değiyor. Anlayış gelistirebiliyorum.
Gelelim Seher'e.. kitap katledilen ve şiddet mağduru olan kadinlara ithaf edilmiş. Çoğu kadın hikayesi. Okurken bir erkek ne güzel yazmış kadın olmayı dedim. Seher, Nazan, Semra, Mina, Rukiye ve dişi güvercin... Hepsi bizim gerceğimiz. Her biri farklı adlarla bu topraklarda var oldular.
Sevgimiz de, mesleğimize, evinizde, düşüncemizde, vicdanimizda, emegimizde, sevincimizde, gozyasimizda, kiyafetimizde, arzularınız da özgür olabildigimiz günlere inançla...