Asıl önemli olan, sonra olacakları düşünmeden şimdi yaşadığın şeyin tadına varmak. Üzerinde yürüdüğün yolun, rüzgârda dans eden ağaçların, baktığımız her yerde bize gülümseyen hayatın tadını çıkar. Sessizliğin şarkısını dinle, etrafındaki kokuları içine çek, adımlarının ritmiyle kasılıp gevşeyen kaslarını hisset ve bütün bu sevginin kalbine doluşuna tanıklık et." Bütün duyularımı açınca kalbimin atışını duydum. “İşte mutluluk bu, Maëlle! Mutluluğu uzakta aramana gerek yok, mutluluk yaşadığın anda. Şu an burada yaşadığın gerçekten başka bir gerçek yok."
"Gerçekte olduğun kişi ol ve yaşamak istediğin gibi yaşa. Önceliklerini göz önüne alarak kâseni; her bir büyük taşı, her bir çakıl taşını, her bir kum tanesini özenle seçerek doldur. Eklediğin her bir ögenin, geri kalanlardan daha ağır bastığından emin ol. En önemli ilk taşı seç; sonra, 'Birinci taşı asla ikincisine feda etmeyeceğim’, diyeceğin ikinci taşı koy ve son kum tanesini de koyuncaya kadar aynı şekilde devam et. Ama ne istediğine dikkat et, zira isteklerin gerçekleşebilir!"
"Artık önceliklerini belirlemenin zamanı geldi. Hayatındaki büyük taş parçaları, yani senin için vazgeçilmez olan şeyler neler? Asla feda etmeyeceğin şeyler. Yahut hayatta en çok istediğin şeyler."