Okuduğum 3. Balcıgil romanı. Afife Jale ile başladım, En Hüzünlü Eylül ile devam ettim. Türkiye tarihine dair öyle anlamlı, öyle özel kişi ve dönemleri ele alıyor ki yazar, hayran kalmamak elde değil. Biyografik olarak nitelendirebileceğimiz romanları, keyifli kurgusal ögelerle bir solukta okunacak hale getirmiş.
"Bir bahar akşamı rastladım size" dineleyerek Afife Jale'yi, ağlayarak En Hüzünlü Eylül'ü kapatmıştım. Sabahattin Ali'nin okumadığım kitaplarını okuma sözüyle de Yeşil Mürekkep'i kapatıyorum.
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20165bin okunma
Bir gün bir köyden geçiyordum. Çok ihtiyar doksanlık bir adam badem ağacı dikiyordu. 'Ee dede' dedim 'badem ağacı mı dikiyorsun?' O eğilmiş olduğu halde bana baktı ve 'Ben oğlum' dedi 'ölümsüzmüşüm gibi hareket ederim.' Karşılık verdim 'Bense her an ölecekmişim gibi davranırım!'
...
İki yol da sarp ve çetindi, ikisi de insanı doruğa çıkarabilirdi. İnsanın ölüm yokmuş gibi hareket etmesiyle, aklında her an ölüm olduğu halde hareket etmesi belki aynı şeydi ama o zaman bunu bilmiyordum daha.
"Toplumlar ne yapacaklarına düşünerek karar vermezler Suzan. Yöneticiler onların yerine düşünürler. Sokaktaki insandan beklenen, seçtiği yöneticilerin arkasında durmasıdır o kadar."