elif gizem

elif gizem
@E_Gizem
Instagram/ @_manuelcad
Sabitlenmiş gönderi
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Orman çocukça bir korkuyla iç geçirdi..
Hikaye şöyledir: Bir baron, ki kendisine kitap boyunca böyle hitap edeceğiz, bir tatil için Alplere gider. Ama yalnızca kafa dinlemek istemez, kitabın arka kapağında da bahsedildiği üzere, bir flörtle bu tatili renklendirmek ister. Kendine bir kaçamak arar. Ve bu heyecan için seçtiği kişi Edgar’ın annesi olur. Edgar, biz kitabı baronun dilinden okuyacağız zannederken, onun düşüncelerinden okuduğumuz çocuktur. Bir kaçamağı anlatacak gibi başlayan kitap bize çocuk iç dünyasını, çocuk zihninin algıladıklarını sunuyor. Edgar hasta ve ilgiye muhtaç bir çocuktur. Ve baron Edgar’ın bu yönünü zayıf kabul ederek onunla yakınlık kurup asıl amacı olan annesine ulaşmaya çalışır. Bizde bu sırada çocuk duygularının ne kadar saf ne kadar yalın olduğuna tanıklık ediyoruz. (sonrası spoiler olabilir) Ancak baron Edgar hakkındaki düşüncelerinde yanılıyordu. Hele ki Edgar’ın baronun amacını anlamasından sonra.. çünkü “Hiçbir şey zekayı tutkulu bir kuşku kadar bileyemez.”. Edgar’ın duyduğu nefret onu kuvvetlendirmişti. Şimdi o elindeki sırla diğer ikisinden daha güçlüydü. Edgar yetişkinlerin dünyasına, yetişkin olmaya meraklıdır. Ancak bu dünyanın çıkarcı, sevimsiz yanını keşfettiğinde çocuk kalmak ister yeniden. Çünkü Edgar baronun yakınlığını masumca kabul edecek kadar çocuk ve yalnızdır ama sonrasında onun çocuk nefreti gözler önüne serilir. Kitabın kısa olmasıyla birlikte her sayfanın doluluğu..anlam doluluğu. Zweig kitaplarının çoğu için geçerli bir tanım bana kalırsa bu. Duyguları bu denli yaşatırcasına betimlemesi benim için kitaplarını akıcı okuyabilmemin nedeni.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Yakıcı Sır
Yakıcı SırStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202042.6k okunma
Reklam
elif gizem

elif gizem

, thinking of reading a book
Martin Eden
Jack London
9.1/10 · 93.3k reads

Reader Follow Recommendations

See All
Ölüm..
"İnsanın yüceliği, ölünceye kadar hayatla ilgili düşünüp düşlemesindedir. Ama ölüm buna hiç aldırmaz, hiç bırakmaz insanın peşini, insanın yaşaması, düş ve düşüncelerinin çok yüce, zekâsının çok parlak olması umurunda değildir ölümün. O, bütün bunlarla alay eder ve insanı bırakmaz."
"Bulutlar, sanki kötü havayı üreten ocağın saklandığı ufkun gerisinden ansızın çıkıp güneşi saklayınca, deniz ışıltılarını yitiriyor, kararıyor, somurtuyor ve etraf güvensiz bir görünüm alıyordu."
Reklam
Reklam
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.