Günay yurt

Baodrum Kalesi
Hazreti İsa’nın doğup büyüdüğü yerlere Haçlı seferleri yapıldığını biliyorsunuzdur. Osmanlı imparatorluğu Suriye ve Filistin den defettikten sonra, Haçlıların sen jan şövalyeleri, kutsal yerlere giden Deniz altılarını kontrol etmek için Türk kıyıları ve adalarında kaleler kurdular. Hicaz’a ve Mısır’a gidip gelen Türk gemilerini zapt ediyorlardı. Rodos ve kıbrıstaki Haçlı korsan ve haydut yuvaları zapt edildi.İzmir’deki Haçlı kalesini Aksak Timur - yani Timurlenk - yerle bir etti. Türk kıyılarında pek büyük ve gösterişli Bodrum kalesi vardı.
Reklam
Eski çağın Pers ya da İran imparatorları arasında İsa’dan önce 5.yüzyılda yaşamış olan Dara’nın Anadolu’ya büyük etkisi olmuştur. Didim tapınağının yağmalanması müstesna Anadolu’nun gelişmesine zararı olmamış, faydası olmuştur. İmparator Kambiz’drn sonra İran tahtına geçicek bir imparator yoktu. İran’nın başta gelen yedi asilzadesi arasından biri imparator seçilecekti. Bunların nasıl seçileceğini Anadolu tarih babası Heredot anlatır. Laf arasında bir yanlışlığa parmak bastırmaktan kendimi alı koyamıyorum.Milli eğitim tarih kitaplarında Heredot’tan Yunan’ın büyük adamı diye söz edilir. Yunanistan, bu ad İranlılardan alınmadır. İyon’istan demektir. İyonya Anadolu’dadır. Yunanistan’a Heleni’stan demeli. Sonra Heredotun babası Likses, amcası Panyasis idi. Bunlar Helen değil Karya sözleridir. Demekki Heredot Karyalıydı ve ana dili Karya dilidir. Okul kitabında verilen bilgi,acaba doğru mu diye düşünülmeden, Avrupa kitaplarından kopyadır. Paris’te basılan haftalık Match dergisinde bile geçen yıl Halikarnas, Helenistan,da sayılmaktadır. Heredot iyon lehçesinde yazdı diye Yunanlı saymak, Mevlana Celaleddin Rumi’yi, Mesnevi’yi Acemce yazdı diye İranlı saymaya benzer.
Sayfa 70 - BilgiKitabı okudu
136 syf.
·
Not rated
İmbat Serinliği
İmbat SerinliğiHalikarnas Balıkçısı
8.6/10 · 35 reads

Reader Follow Recommendations

See All
“Timurlenk bir gün bir saniye aynada kendi yüzünü görmüş. Çirkinliğini görünce iki saat ağlamış. Dalkavuklar ‘çok güzelsin sultanım’ diye onu avutmuşlar. Ama hocamız boyuna ağlıyormuş. Aksak Timur ona neden ağladığını sormuş. ‘ Ey sultanım, suratınızı bir saniye gördünüz de iki saat ağladınız. Ben yüzünüzü her Allah’ın günü sabahtan akşama dek görüyorum. Ağlamayıp da ne halt edeyim’ demiş.” Yaşasın Nasreddin Hoca!
Sayfa 16 - BilgiKitabı okudu
Reklam
İlkel Hayatın İçine
Diğer köpekler gibi Buck da bunu hissetti ve bir değişim yaşayacaklarını anladı.François tasmalarını takıp onları üst güverteye çıkardı. Soğuk yüzeye ilk adımında Buck’ın ayağı, çamura çok benzeyen beyaz ve lapa gibi bir şeyin içine battı.Hemen pıskırarak havaya sıçradı. Üstelik bu beyaz şey neyse, havadan da aşağı düşüyordu: Silkelendi ama daha fazlası hemen üstüne kondu. Merakla kokladı ve yaladı. Ateş gibi yakıyor ve bir an sonra yok oluyordu. Bu durum Buck’u hayrete düşürdü. Tekrar denedi ve tekrar aynı sonucu aldı. Seyredenler şamatayla güldüler ve Buck utandı ama neden utandı, bilmiyordu; çünkü bu onun gördüğü ilk kardı.
Sayfa 11 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
yalıda sabah
Sabahın bu ilk saatleri benim saltanatım. Kırk elli dakika da sürse, bu kırallığımın her anını yudum yudum tadarım. Böyle bir tiryakiliğimiz var, yaz kış yataktan beşte fırlamak gerek,sabahı herkesten önce yakalamak için. Denizin kişiliği bir başkadır bu saatte. Kokular başkadır, renkler başkadır,hele sesler bambaşka. Kokularda tazelik vardır, yıpranmamışlık,koklanmamışlık,rayihasını ilk kez size teslim ediyormuşluk vardır. Seslere gelince,asıl şaşırtıcı olan seslerdir. Sabahın ilk saatinde sesler,insanlığın ilk günlerindeki,ilk insanın,ilk algıladığı seslere benzerler. Yepyeni,taptaze,ürpertici,merak uyandırıcı. Takanın uzaklaşan patpatı, ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikanın kanat çırpışı,uzakta bir horozun ilk ötüşü. Hepsi mat, hepsi surdinli, pastel ve asil. Alın tokmağı vurun davula, sabahın ilk saatlerinde sesi başka çıkar. Rutubet derisini gevşettiğinden mi? Hayır. Sizin kulak zarınız henüz günün hoyrat gürültüleri ile bekaretini yitirmediğinden.
Sayfa 10 - YKYKitabı okudu
Günay yurt

Günay yurt

, thinking of reading a book
Okuma Güncesi
Okuma GüncesiAziz Nesin
8.3/10 · 57 reads
Günay yurt

Günay yurt

, started reading a book
Her Temas İz Bırakır
Her Temas İz BırakırEmrah Serbes
8.4/10 · 5k reads
Yaprak ne canlı ne yeşil
Bizim orda bir meşe vardı dedi, on iki on üç yaşındayken aşıktım ona adeta. Sıkıldım mı gider ona dert yanardım. Göğsümü, yanağımı dayardım sert kabuğuna. Konuşurdum boyuna. Susar, beni dinlerdi. Sustuğu içinde iyi dinlerdi. İnsanlar insanı dinlemezki… Yarım kulak dinler. Seni dinlerken kendi konuşacağını düşünür. Oysa o dinlerdi. Ne güçlü bir görünüşü vardı. Sert kabuklu palamutları vardı. Yaprakları ne parlak yeşil…. Bademde gider tabanlarımı ona dayar yatardım. Sanki ondan bir şeyler geçerdi bana. Gözlerimi kapar dalardım. Onu bir meşe gibi dinliyorum. En umulmadık insanda bazen ne olmadık boyutlar var. Yeni bir kıta keşfetmişim sanki. Sonra Goethe’nin bir sözü geldi aklıma. “Her öğreti az çok pusludur” der bir yerde. “Ama ağacın yaprağı ne parlak” , soyutla somutun, düşünle yaşamın farkını ıskalar mı o kaşarlanmış yaşam virtüözü.
Sayfa 90 - YkyKitabı okudu
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.