Her an aramızda yaşayan, iç dünyası çalkantılı, hayata tutunmaya çalışan insanların romanı diyebilirim.
Kitabı, intihar etmiş Selim Işık adındaki bir kahramanı keşfetme yolculuğu olarak tanımlayabiliriz. (Selim aslında daha derine inersek, kendimizi keşfetme yolculuğu)
Kitapta olaylar, arkadaşının ölümünü bir türlü kabullenemeyen Turgut'un Selim'i anlamaya ve keşfetmeye çalışmasıyla örülmüş. Selim'in yazdığı şarkılar, günlükler ile onu daha yakından tanıyoruz.
Kitabı daha iyi anlamak için kitaptan alıntılar bırakıyorum:
"Bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır. Sizlere hizmetten şeref duyan yayınevimiz iftiharla sunar: Tutunamayanlar." (Sy:559)
"İnsanları dinlerken sıkıntılı bir görünüşüm vardı: sanki, her zaman onların sözlerini bitirmelerini ve konuşma sırasının bana gelmesini sabırsızlıkla beklerdim. Bana kalırsa bu görünüş çok aldatıcıydı. Bana kalırsa, bana kalırsa... Ne yazık ki hiç kalmadı bana." (Sy: 687)
Kitapta hem gündelik hayatla hem insanlarla ilgili öyle tespitler var ki... Bu yüzden kitabı sindirerek okumaya çalıştım.(Kitabı okurken en çok sıkılıp sinirimin bozulduğu yer sayfalarca kelimenin noktalama işareti kullanılmadan verilmesi oldu. Cümle düzenini bulamadığım için)