Işığı fark etmemiz için karanlığın da olması icap eder. İçinde hiç karanlık barındırmayan bir aydınlık tek başına anlaşılmayacağı için ortama karanlıkla bir hat çekmek gerekir.
İnsan, ümitsizliğe düşmemeli , yersiz ümitlere de kapılmamalı. Ne kendini garantide hissedip gaflete düşmeli, ne korkuya gömülüp acılar içinde kalmalı. İmtihan denge ayarları, korku ve ümidin böyle bir dengede olmasını gerektirir.
Vahyi bir kenara bırakınca hayata yüklenebilecek sağlıklı bir anlam kalmaz. İnsan,vahye güvenmezse o zaman bu yaşam,çürümeyle biten bir insan öğütme fabrikası olur. Böyle bir hayatın yükünü çekmeye de değmez
İnsan,kendisini bir şeylere sahipmiş gibi hisseder. Oysa hakikatte hiçbir şeyin sahibi değildir. İnsanın sahibi de insanın sahip olduğu şeylerin sahibi de Allah'tır.