Zülfü Livanelinin okuduğum ilk kitabı Serenad idi ama yarım bırakmıştım, işlenen konuyu bir türlü sevememiştim ve kitabın içine girmekte zorlanmıştım. Haksızlık ettiğimi düşünüp bu sefer de Kardeşimin Hikayesini okudum.Diğer okumadığım kitapları hakkındaki incelemeleri de araştırdım ve bundan sonra da Zülfü Livaneli okuyacağımı pek sanmıyorum. Kitapların da buram buram Avrupa kokuyor, kendi milli değerlerimize sahip çıkılmadığını düşünüyorum. Elbette müslüman olmamasına saygı duyuyorum herkes istediği dini seçmekte özgürdür ancak müslüman olanları cahil, medeniyetsiz diye göstermek çok büyük yanlış. Yazdığı kitaplar bir çok ülkede okunuyor ve ülkemizin, kültürümüzün bu şekilde anlaşılmasına çok üzülüyorum. Türkçülük demek bu değil bana göre. Her şeyden önce kendi milli değerlerimize,inançlarımıza sahip çıkıp saygı göstermeliyiz. Üstelik yazarımız büyük bir Kemalist ( bu anlam veremediğim tabirden pek hoşlanmasam da başka ifade edecek sözcük bulamıyorum ). Okurların; “Zaten Atatürk sevenden ne yazması beklenir ki”, “Zaten Kemalist olduğunu anlamak için kitaplarını okumak yeterli”, “Tam bir Atatürkçü zihniyet” gibi gibi çok üzücü yorumlar okudum. Atatürkçü zihniyet bu değil arkadaşlar. Atatürk’ü anlamak için Zülfü Livaneli değil Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Yakup Kadri, NUTUK okuyun.