Ülke olarak önce kadına saygı duymasını öğrenelim. Ondan sonra sevgililer gününü kutlarız. Kadına saygının olmadığı yerde sevgililer günü kutlanmaz..
Kapitalizmin kölesi olup bu tür saçma günlerde hediye aldırmak yerine önce kendinize saygı duyun sonra da hak ettiğiniz saygıyı almaya çalışın.
Ne yazık ki köle ruhlu insanlar bu tür günleri sadece hediye alacakları bir gün olarak görüyorlar yani bir sorumluluk, bir ödev gibi. Oysa koca bir yıl boyunca küçük de olsa beklenmedik sürprizin sihrini keşfetmemiş, iki çift güzel söz söylemekten aciz, şaşırtmayı bilmemiş biri bugün size hediye alsa ne değişecek?
Kendinizi sevin, değerli olduğunuzu bilin çünkü asıl sevgi; gösterişi kabul etmez.. özentilik ve gösteriş işin büyüsünü kaçırır...
Kimi kadın, köle ruhlu olur ama kraliçe olma hayali kurar. Kimisi de kendi hayatını inşa edip özgürlüğü için mücadele eder. Bizde ne köle ruhu var, ne de kraliçe hayali. Biz sadece tüm kadınlar adına özgürlük için mücadele edenlerdeniz.
Valentine'nin onuruna, 14 Şubat 496 tarihinde papa gelasius tarafından kutlama günü ilan edilmiştir...
Ve o tarihten günümüze 14 şubat, sevgililer günü olarak gelmiş, sonrasında kapitalizmin yayılmasıyla birlikte, bu günü sermaye kazanma aracı olarak kullanılmış ve burjuva kültürüne entegre edilerek, insanların özel duyguları üzerinden ticaret kurularak, kapital sermayeye alet edilmiştir...
Yani kısacası kapitalizmin egemen olduğu bir dünyada, emekçi sınıfının tek sevgilisi SOSYALİZM'dir..
Sosyalizmde sevginin pazarlığı ve ticareti olmaz!!!
Kan durmadı, ateşler sönmedi.
Şehirler değişti, giyim kuşam, tanklar toplar, otomobiller uçaklar, telefonlar değişti, ama insanlar değişmedi;
Kin nefret, öc alma duygusu hep kendisi gibi kaldı.
Hiçbir şey istemiyorum. Ve biliyor musun? Sadece ve sadece yeni bir başlangıç yapmak istiyorum. Sadece bir şeyi ufacık bir şeyi değistirmek istiyorum. Otobanda sağdan gitmek yerine bundan sonra soldan gitmek gibi. Evi sarıya değil de maviye boyamak gibi. Ne olursa. Yeter ki değişik bir şey yapalım.